1. YAZARLAR

  2. Ahmet Gündel

  3. Bundan sonrasını 'darbeciler' düşünsün
Ahmet Gündel

Ahmet Gündel

Yazarın Tüm Yazıları >

Bundan sonrasını 'darbeciler' düşünsün

11 Temmuz 2009 Cumartesi 00:21A+A-

Cumhurbaşkanı tarafından onaylananan yasa ile ülkede demokrasi ve hukuk devleti anlayışı biraz daha güçlenecektir. Bu yasa darbecileri caydırıcak ve geçmişte bu işlere bulaşanların da yargı önünde hesap vermelerinin önü açılacaktır.

Türkiye son birkaç yıldan beri darbeler ve darbe girişimleri ile hukuksal mücadele sürecine girmiş bulunmaktadır. Artık her kesimden insan, askerin sivil siyasi alanlara müdahalesine müsamaha ile bakmamaktadır. Hükümet de kamuoyunda oluşan bu havayı iyi değerlendirerek söz konusu yasal düzenlemeyi Meclis'ten geçirmeyi başarmıştır.

Türkiye'de son üç yıl içerisinde, aralarında muvazzaf veya emekli askerlerin de yer aldığı bazı soruşturma ve yargılamalara baktığımızda; bu düzenlemenin ne kadar gerekli olduğu anlaşılacaktır. Özden Örnek'in günlüklerinde yer alan 2003-2004 yıllarındaki darbe girişimleri ile ilgili olarak bu günlüklerde isimleri geçen kuvvet komutanları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyuruları üzerine Başsavcılık kendisinin bu soruşturmada görevli olmadığını ifade ederek soruşturma evrakını Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na gönderdi. O günden beri bu soruşturmanın akıbeti bilinmemektedir. Şemdinli davasında da benzer gelişmeler yaşandı. İki assubayın Şemdinli'nin ana caddesi üzerindeki kitapçıya bomba attıkları iddiası üzerine açılan davada bu kişiler hakkında Van Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği ağır mahkumiyet kararları, bu mahkemenin görevsiz olduğu, dosyanın asıl görevli askeri mahkemeye gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Üstelik suçun askeri bir niteliği yoktu ve suç yeri de askeri bir mahal değildi.

ŞEMDİNLİ ÖRNEĞİ ORTADA

Arkasından Ergenekon soruşturmasında muvazzaf ve emekli askerler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma yapma yetkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin tartışmalar yaşandı. Askerlerin ifade için savcılığa gelip gelmeyecekleri merak edildi. Bir kısım şüpheli ve sanıklar umutlarını Yargıtay'a bağladı. Çünkü önlerinde Şemdinli örneği vardı. Son olarak da albay Dursun Çiçek olayı yaşandı. Askeri savcılık kendisini görevli sayarak son derece elverişli deliller bulunmasına rağmen takipsizlik kararı vererek soruşturmayı kapattı. Ancak Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı adı geçeni ifadeye çağırarak tutuklanmasını sağladı ve sonraki gelişmeler yaşandı. Genelkurmay Başkanı irtica ile mücadele belgesine kağıt parçası dedi. Hükümeti oluşturan AK Parti belgeyle ilgili olarak albay hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Olayda sivil ve askeri soruşturma mercileri arasında görev çatışması yaşandığı gibi kurumlar arasında da gerginlikler baş gösterdi

Görüldüğü gibi çok önemli soruşturmalarda askeri-sivil yargı tartışmaları bu soruşturmaların önünü tıkayıcı bir etken olarak ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu tartışmalar nedeniyle bahsi geçen soruşturma ve yargılamaların zaafiyete uğraması riski son derece yüksekti. Türk demokrasisi için bu soruşturmaların yaşamsal önemde bulunduğu son derece açıktır. Bu itibarla artık askerin yaptığı hizmetle ilgili olmayan bazı suçlar yönünden açık bir yasal düzenlemeyle sorunun çözümlemesi, hukukçulardaki ve kamuoyundaki tereddütlerin giderilmesi gerekiyordu.

Sivil hukukçuların tamamına yakını ile emekli askeri yargıç ve savcıların bir bölümü de böyle bir düzenlemenin çıkartılmasının hem karmaşayı gidermesi hem de Avrupa Birliği uyumu açısından önemli olduğunu artan bir sıklıkla ifade etmeye başlamışlardı.

AB UYUMU AÇISINDAN ÖNEMLİ

Son yasal düzenleme Avrupa Birliği uyumu açısından son derece önemlidir. Birlik içerisinde bizdeki gibi bir askeri yargı yapılanmasının bulunmadığı açıktır. Ancak yasal düzenleme ile Avrupa Birliği uyumundan ziyade kendi iç hukukumuzda ortaya çıkan sorun giderilmiş olmaktadır. Başka bir ifade ile bu düzenleme kendi iç ihtiyacımızın gereğinin yerine getirilmesi olarak da algılanmalıdır.

Daha önce askeri yargının alanına giren ve bu alana girip girmediği tartışılan bir çok suç şimdi adli yargının görev alanına dahil edilmiştir. Bundan sonra özellikle darbe suçları yönünden gerek muvazzaf gerekse emekli askerler hakkında soruşturma yapılabilmesinin önünde hukuksal bir engel kalmamıştır. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan yasal düzenleme ile askeri usul ve ceza yasaları arasında çelişkilerin ortaya çıktığı, ayrıca düzenleme Anayasaya aykırı olduğu için Anayasanın üst norm olması nedeniyle yeni düzenlemenin uygulanamaz nitelikte bulunduğu bu nedenle yargı yerleri arasında görev çatışması yaşanacağı iddiaları doğru değildir, yasa tanımazlıktır.

YASANIN ETKİLEYECEĞİ DAVALAR

Kanun koyucu yasama yetkisini kullanarak bir kanun çıkarmış, bu kanunla bir kısım suçların yargılamasını özel yetkili adli yargı yerlerine bırakmış, gerekçesinde de bu düzenlemenin neden çıkartıldığını açık bir şekilde anlatmıştır. Böyle bir irade varken bunu yok saymak mümkün değildir. Yürürlükteki bir kanunun Anayasaya aykırılığı Anayasa Mahkemesi'nce saptanmadıktan sonra hiçbir kişi veya kurum, üst norm bahanesine sığınarak yasayı uygulamamak gibi bir hak ve yetkiye sahip değildir. O zaman herkes kendi düşünce ve çıkarına göre bir kısım yasanın Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yasayı uygulamama yoluna gidebilir. Doğal olarak da bu hukuk devletinin sonu olur.

Yasal düzenleme Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Hem getirilen özel hüküm hem de değişikliğin bir ceza usulü kuralı olması nedeniyle bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren ileriye dönük olarak hüküm ifade edecektir. Örneğin askeri mahkemede görülmekte olan Şemdinli davası tekrar Van Ağır Ceza Mahkemesine gönderilecek, albay Dursun Çiçek hakkında Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın bundan böyle yeni yasadaki suçlar yönünden görevi sona erecektir. Yeni delil de çıksa artık bahsi geçen suçlar nedeniyle askeri savcılık bir soruşturma yapamayacaktır. Ayrıca 2003-2004 yıllarındaki darbe girişimi iddialarının soruşturulması konusunda da artık bütün tereddütler ortan kalkmış bulunmaktadır.

TEREDDÜTLERİ GİDERMEK İÇİN

Cumhurbaşkanı yasayı onaylarken onay yazısında üst düzey komutanlar yönünden soruşturma güvencesi getirilmesi konusunda da bir açıklamada bulunmuştur. Bu doğrultuda,Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ile general ve amirallerin yargılanmasında izin sistemi getirilebilir. Genelkurmay Başkanlığının Başbakana bağlı olması nedeniyle Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları hakkında başbakanın, diğer general ve amiraller yönünden de Milli Savunma bakanının soruşturma izni vermesi düşünülebilir. Yargılamanın Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'nde yapılması yönündeki fikirlerin çok elverişli olmadığını düşünüyoruz. Bu düşünce hem bir Anayasa değişikliğini gerektirecektir hem de Anayasa Mahkemesini kişisel suçlara bakmakla karşı karşıya getirecektir. Mevcut Anayasal düzenlemede Anayasa Mahkemesi belirli kişilerin sadece görevlerinden kaynaklanan suçlara bakmaktadır. Bu itibarla görevden kaynaklanmayan bir suçun yargılamasının Anayasa Mahkemesi'ne bırakılması doğru değildir. Ancak, soruşturma özel yetkili savcılar tarafından yapılmak kaydıyla Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının yargılamasının Yargıtay'ın ilgili dairesinde gerçekleştirilmesi sağlanabilir.

Yasanın çıkartılması ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması ülkede demokrasi ve hukuk devleti anlayışının oturması yönünden isabetli olmuştur. Bundan sonra darbe düşüncesi içerisinde bulunanlar için caydırıcı etkisi olacaktır. Ayrıca geçmişte bu işlere bulaşanların da yargılanıp hesap vermelerinin önü açılacaktır.

* Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT