1. YAZARLAR

  2. Yaser ez Zeatira

  3. Bir başka Afganistan mı?
Yaser ez Zeatira

Yaser ez Zeatira

Yazarın Tüm Yazıları >

Bir başka Afganistan mı?

30 Ağustos 2012 Perşembe 04:24A+A-

Uzun aylardan beri Suriye modelinin Irak modelinden çok Afganistan modeline daha yakın olacağı ihtimalini baskın gördük.

Rejim, devrimin askerileşmesinin sokaklarda savunmasız insanların öldürülme sahnelerinin sürmesi yerine devrimi bastırmasını kolaylaştıracağını düşündü. Bununla birlikte devrimin başlamasından bir yıl içinde birkaç silahlı kişi öldürülürken şehitlerin büyük çoğunluğu savunmasız göstericilerin yanı sıra rejim hapishanelerine veya daha doğru ifade ile çirkin kesimhanelerine tıkanan on binlerce tutukluydu.

Irak şartlarında iki savaşçı akımı vardı. İlki işgalden önce gelenler ve omurgasını bir yandan son döneminde benimsediği İslami söylem, diğer yandan Amerikan düşmanlığı sebebiyle Saddam Hüseyin rejimine olan halk coşkusunun tutuşturduğu dindar gençler ordusu. İkinci akım ise işgalden sonra Tevhit ve Cihat örgütünün yanı sıra birçok İslami renge sahip grupların kurulmasından haftalar ve aylar sonra geldi. El Kaide lideri Ebu Musab Ez Zerkavi'nin o vakitler Müslüman genç çevrelerde büyük halk desteğinden beslenen Usame bin Ladin'e biat etmesi sonrası bu olgu gelişti. Bu durum büyük paraların ve doğal olarak Irak'taki cihada katılmak için büyük oranda gencin akmasına katkıda bulundu. Ümmetin en önemli başkentlerinden görülen Irak'ın hukuki veya ahlaki gerekçe olmaksızın işgal edilmesi, Araplara ve genel olarak Müslümanlara ağır bir hakaretti. Ancak burada söylenmesi gereken bu sürece yani ikinci akıma katılanların çoğunluğunun El Kaide ve Cihatçı Selefilik söylemine ikna olmuş kişiler olmasıydı. Afganistan sürecinde ise bu durum tamamen farklıdır. Cihatçı Selefilik akımı o vakitler uyanış denkleminde önemli bir isim değildi. Afganistan'daki Arap mücahitler Müslüman Kardeşler'le temsil edilen ılımlı akımın, Mısır'daki Cemaat-i İslamiye ve Cihad gibi başka akımların yanı sıra aralarında 1990'ların ikinci yarısında ortaya çıkan yapısıyla cihatçı olmayıp normal Selefi eğilime sahip gençlerin de bulunduğu bağımsızlardan bir kesimin karışımıydı.

Afganistan şartlarında Komünizm'e karşı bir İslami yoğunluk vardı. Bugün İran ve Şiilik karşıtı yoğunluk, savaşçıları seferber etmek için kullanılıyor. Bunun yanı sıra Arap gençlerin Suriye devrimi de dâhil genel olarak devrimlerin yanında yer alması konusu var. Önceki devrimlerden başka modeller rejimlerle silahlı çatışmaları gerekli gördü ancak NATO'nun Libya'daki varlığı savaşçıların akın etmesini engelledi. Suriye'deki İslamcı savaşçılar çeşitli akımların karışımıdır. İçlerinden çoğu devrim coşkusunun ve sınırsız şekilde öldürülen halkın yanında yer alma duygusunun götürdüğü sıradan dindarlardır. Suriye sahnesinde silah, bomba ve bazen patlayıcı düzeneğiyle yapılan sıradan savaşa karşın 'intihar' saldırısı modelinin olmayışı bu olguyu teyit ediyor.

Burada savaşın süresinin uzamasının Cihatçı Selefi modelinin oranının diğer akımların aleyhine olacak şekilde artmasına katkıda bulunacağını belirtmek gerekli. Bu oranın Arap ve Müslüman savaşçılardan olması gerekmiyor, adı geçen akımın düşmana diğerlerinden daha fazla acı verdiğini düşünen Suriyelileri de kapsayacaktır. Ayrıca bu akım en iyi şekilde örgütlenebilmekte, kendisini tercih eden Körfez faaliyetlerinin desteği sebebiyle finansman sağlamaktadır. Bunun yanı sıra insanlarda her an ölüme götürecek savaşta doğal olarak dindarlaşma eğilimi artmaktadır.

Bu dosyada en önemli nokta Müslüman savaşçıların devrimin çizgisine bağlı kalmaları, rejimin hatalarını tekrarlamamalarıdır. En önemlisi de Suriyelilerin çoğulculuğu ve bir bütün olarak toplum kesimleri arasında birlikte yaşamı isteyen özgürlük devrimi olarak görülmesinde hemfikir olduğu bir sonraki siyasi sürece müdahale etmemeleri. Geriye şunu söylemek kalıyor: Suriye şartlarının Afganistan şartlarına benzemesi işaret edilen boyutla, Sovyetler'in Afganistan'a girmesi gibi İran'ın savaşa girme olasılığıyla sınırlı kalacaktır. Savaşın süresinin Afgan savaşı gibi uzun olması düşünülmüyor. Katar gazetesi El Arap 26 Ağustos 2012

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT