1. YAZARLAR

  2. Mehmet Metiner

  3. Bilumum Baasçılar bir safta
Mehmet Metiner

Mehmet Metiner

Yazarın Tüm Yazıları >

Bilumum Baasçılar bir safta

04 Eylül 2012 Salı 00:16A+A-

Beytüşşebab'tan acı haber geldi: 10 şehit, 8 yaralı. Terör derinleştirilecek besbelli. PKK'nın kanlı terör eylemlerinin Suriye olaylarıyla eş zamanlı ortaya çıkması tesadüfi değil. Türkiye'ye karşı savaş açan ülkeler PKK'yı taşeron örgüt olarak kullanmaya devam ediyorlar.

Birileri kalkmış hala 'Kürt sorunu' diyor. 'Kürt sorunu çözülmediği için PKK bitmiyor!' diyor. Bu eski ezberler üzerinden hükümeti suçlayanlar güya akîl adamlar!

Hatay'da bilumum Baasçılar sokaklara dökülüp 'Allah, Beşar, Suriye!' diye naralar atıyorlar. İçlerinde CHP'de var. BDP'nin Kürt Baasçılığı malum. Marjinal Türk sol örgütlerinden oluşan Baasçılar yanlarına CHP'yi ve BDP'yi de alarak hükümet düşmanlığında ortaklaşıyorlar, Baas diktatörlüğüne açıkça destek sunuyorlar.

Bu Baasçı çevreler 28 Şubat sürecine de arka çıkmışlardı. E-muhtıraya da aleni destek sunmuşlardı. Onların AK Parti'ye düşmanlıklarının sebebini bilmiyor değiliz.

Bu Baasçı çevreler sadece AK Parti düşmanlığıyla temayüz etmiş değiller, kaffesi Baasçı diktatör rejimlerden yana.

Saddam için de meydanlara doluşmuşlardı, 'Dayan Saddam dayan!'diye sloganlar çığırmışlardı. Kimisi destek için Saddam'ın sarayına koşmuştu. Bunların içinde İslamcı diye bildiğimiz Baasçı çevreler de vardı. Kaddafi diktatörüne de sonuna kadar destek çıkmışlardı. Gerekçeleri hep aynı: 'Anti-emperyalizm!'

Suriye rejimi devrilirse iktidara dincilerin (!) geleceği korkusunu pompalıyorlar. Sanki üstlerine vazifeymiş başka ülkelerden halkın kendi kendisini nasıl yöneteceğine karar vermeleri? İddiaları içinde demokrasi de var sözüm ona. Beşar devrilirse Suriye'ye demokrasi gelmez diyorlar utanmadan-arlanmadan. Sanki Beşar'ın ülkesinde demokrasi var da, Suriye halkı var olan demokrasiyi devirmeye çalışıyormuş gibi!...

Suriye'ye cihat için farklı ülkelerden gelen insanları dillerine dolayan bu yerli Baasçılarımız ne hikmetse sol/culuk adına Che Guevara'yı öve öve bitiremezler. Buna da CHP'nin Che sevdalıları da dahil. Ama hiçbirisi çıkıp Che'nin Küba'da ne işi olduğunu, Küba devrimine aktif olarak katılıp başarılı olduktan sonra Che'nin niçin Bolivya'ya devrim ihraç etmek için gittiğini sormaz, bu yöndeki sorulara da cevap vermez... Küba'ya diktatör rejimi devirmek için giden Che'yi idol olarak kabul eden solcu Baasçı çevreler paradoksa bakınız ki diktatör rejimlerin gönüllü savunuculuğuna savunuyorlar, Suriye rejiminin Türkiye'deki Şebbihaları olarak işlev görüyorlar. Ama hâlâ Che'yi poster olarak taşıyabiliyorlar. Tıpkı İran gibi. İran'daki İslamcı mollalar gibi. Kendi Şahlarını devrimle alaşağı edenler bugün Suriye'nin Şahının yanında saf tutmaktan haya etmiyorlar. Onların yerli uzantıları da tıpkı Baasçı solcular gibi 'anti-emperyalist!' nutuklar üzerinden onlarla aynı safta yer almaktan kaçınmıyorlar.

CHP milletvekili İlhan Cihaner, Hatay'da düzenlenen bir panelde, 'Mültecilere ev vermeyin!' derken apaçık kinini ve düşmanlığını kusmaktan geri durmuyor. Suriye'nin diktatör rejimine aleni desteğin sunulduğu CHP panelinde Beşar Esad'ın posterleri eller üstünde tutulabiliyor. Sonra CHP'nin Baasçı bir parti olduğu ve Suriye'deki Baas diktatörlüğüne arka çıktığını söylediğimizde de kalkıp, 'Zinhar Baasçı değiliz, diktatörlüğe de karşıyız!' diyebiliyorlar.

Bu mudur sizin diktatör rejimine karşıtlığınız?

Ellerinizde dolaştırdığınız Beşar posterleri ve attığınız 'Allah, Beşar, Suriye!' sloganları sizin geçmişte Türkiye'de inşa ettiğiniz 'Milli Şef' Baasçılığını hatırlatıyor. Hâlâ durduğunuz yer orası sizin.

Hatay'da Apaydın kampında askeri eğitim verildiğini dilinize doladınız. Kampa izinsiz girmek isteyen milletvekillerinizin ağzından kam damladı AK Parti hükümetine karşı. Şimdi o kampa girmek izin çıkınca çarkediverdiniz. Kılıçdaroğlu, İnsan Hakları Komisyonu'nun o kampa yapacakları ziyarete üye vermeyeceklerini söylüyor. Nedir derdiniz sizin?

O kampa ziyaret CHP üye vermese de gerçekleşecek. O kampta iddia edildiği üzere askeri eğitim verilmediği de görülecek. CHP'nin korkusu bu yalanın ortaya çıkmasıdır. Kampa Meclis'in ilgili komisyonunun gideceği haberini duyar duymaz başladılar propagandaya: 'Niye biz gittiğimizde içeri alınmadık? Demek ki içerde gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra kampı açıyorlar ziyarete!'

Bu mudur siyaset Allahaşkına?

Suriye eli kanlı istihbarat örgütünün iddiasının üstüne balıklama atlayan CHP'nin yalanları bir bir ortaya çıkacak. Korkuları bu yüzden.

PKK terörde ısrar ediyor. Bilumum Baasçılar bir safta. Hepsinin tek amacı var: AK Parti iktidarını devirmek!

Ordunun içindeki Baasçı darbeci unsurların yapamadığını bunlar yapmaya çalışıyor. Bu organizasyonun siyasi ayağında CHP, MHP ve BDP gibi partiler var ne yazık ki...

PKK'yı daha güçlü silahlarla ve istihbaratla donatan PKK'ya CHP ve MHP'nin verdiği destek bir biçimde anlaşılabilir. Ama MHP'nin CHP'nin söylemleri üzerinden AK Parti hükümetine karşı sürdürdüğü bu düşmanlık siyasetinin sebebini eminim ki MHP tabanını oluşturan dindar muhafazakar vatandaşlarımız anlamakta zorluk çekiyorlardır.

CHP El-Muhaberat'ın Apaydın kampında askeri eğitim verildiği iddiasını dillendiriyor ve bu iddianın siyasi sözcülüğüne soyunuyor. Bir bakıyorsunuz MHP'li sözcüler de aynı iddia üzerinden siyaset yapmaya başlıyorlar.

PKK'nın aldığı emir doğrultusunda terörü tırmandırması, Türkiye'nin Suriye politikasının yanlışlığını göstermeye yönelik operasyonel bir olgudur. Bunu CHP, MHP ve BDP gibi partilerin aynı siyasi hat üzerinden dillendirmeleri manidardır.

YENİ ŞAFAK 

YAZIYA YORUM KAT