1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Bilgi Kirliliği Suriye’ye Yardımı Etkiliyor
Bilgi Kirliliği Suriye’ye Yardımı Etkiliyor

Bilgi Kirliliği Suriye’ye Yardımı Etkiliyor

İHH İnsani Yardım Vakfı Ankara Koordinatörü Hanefi Sinan, Suriye’de yaşanan insanlık trajedisinin bilgi kirliliğinden dolayı kamuoyuna anlatmak da zorlandıklarını ifa etti.

14 Aralık 2012 Cuma 13:55A+A-

Haber: Sema Bayram / MİLAT

Suriye’de yaşanan olaylar 2. yılına girmek üzere. Halk açlık ile mücadele ederken ciddi sıkıntılar artarak devam ediyor.

Olayların başladığı ilk günden itibaren hem Türkiye sınırında hem de Suriye’nin içerisinde yardım çalışmaları yürüten İHH İnsani Yardım Vakfı Ankara Koordinatörü Hanefi Sinan, Suriye’li mazlumların öncelikli olarak duaya ihtiyaçları olduklarını söyledi. Suriyelilerin durumlarının çok kötü olduğunu vurgulayan Sinan, “Şu an Esed yönetimi elindeki bütün imkânları hiçbir sınır tanımadan, hiçbir ahlaki- insani- vicdani ölçü ortaya koymaksızın, her türlü gücüyle çoğunluğu savunmasız olan insanlara karşı kullanıyor” dedi.

İçler acısı durumdalar

“Bunun mukabilinde bugüne kadar yaklaşık 70 bin civarında insanın katledildiği tahmin ediliyor” diyen Sinan, “Kriz zamanlarında ne kadar insanın öldüğünün bilgisine ulaşmak çok zordur; çünkü pek çok insan da kayıptır… Belki toplu mezar şeklinde belki de daha farklı katliam şekilleriyle ölümler ortaya çıkacak. Yaklaşık 130 bin civarında insanın da ağır veya hafif şekilde yaralandığı tahmin ediliyor. Milyonlarca insanın da sabit olarak yaşamadığını görülüyor. Yani evlerini, şehirlerini terk etmişler. Kimisi sınırı ötesinde farklı beldelerde kimisi de kendi sınırları içinde olsa dahi hareket halindeler. Özellikle sınır içinde çok zor şartlar altında yaşamlarını idame ettiriyorlar. 10 metrekare, üstü branda ile kapalı bir yer bulan kendini en şanslısı hissediyor” diye konuştu.

Durumu anlatmaya zorlanıyoruz

“Empati yapmak gerekiyor” diyen Sinan, “Fotoğraflar aslında gerçeklerin yalnızca bir bölümünü yansıtıyor. Onların yaşadığı koşullarda yaşadığımızı düşünerek hareket etmeliyiz. Evlerimizde birkaç saat doğalgaz kesilip, ortamımız biraz serinleşse paniğe kapılıp, çocuklarımızın hasta olacağından korkuyoruz. Günlerdir soğuğa karşı, yokluğa, hastalığa karşı mücadele eden bir topluluklar ve onların da çocukları, yaşlıları, hastaları var. Uzun zamandır mağdur ve açlar. Yaklaşık bir buçuk seneden fazla olan bir direniş içindeler. Suriye halkı daha önce de çok zengin değildi, yüksek standartlarda yaşamıyordu evet ama şu anki durumun vahametini anlatmak gerçekten çok zor” dedi.

Bilgi kirliliği yardımları etkiliyor

Birçok direniş bölgesine yerel ve uluslar arası arenada yardım gitmesine rağmen Suriye’nin henüz yardım konusunda belli bir çıtayı aşmadığını belirten Sinan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Arakan’a toplanan yardımların dörtte birini dâhil Suriye için toplayamadık. Sınırımızda olan kardeşlerimiz için gelen bağışlara baktığımızda gerçekten yardımlar çok durağan ve yetersizdir. Bize gelen serbest yardımları Suriye’ye aktarmak durumunda kaldık. Daha önce paylaştırdığımız bu serbest bağışları tamamen Suriye fonuna aktarıyoruz. Çünkü Suriye için şartlı bağış gelmiyor. Pek çok kampanya yaptık, bir buçuk senedir çalışmalar yapıyoruz. Ayni yardım, battaniye, kullanılmamış eşya, gıda ve barkotlu ilaç taleplerimiz oluyor. Buna rağmen, bu kampanyalara ciddi manada karşılık gelmiyor. Aslında halk seferber olduğu zaman korkunç meblağların toplandığını daha önceki yıllarda net bir şekilde gördük. Yardım konusunda geçmişten kalan öğreti ve melekelerini her dönemde kullanabiliyor. Uzuvlarında rahatsızlık duyup, refleks gösteriyorlar aslında. Fakat neden Suriye’ye net bir refleks olmadı? Burada bilgi kirliliğinin mevcut olduğunu görüyoruz. Bu kirlilik çerçevesinde toplumsal refleksi harekete geçiremedik. Bu bilgi kirliği de bir kısım muhalefetten kaynaklandığını görüyoruz. Mesela CHP’li vekillerin Hatay’da yaptığı bir toplantı da savaş için ‘’ Bu bir Sünni- Şii savaşı değil laik- şeriat yanlısı savaşıdır’’ diyerek mazlumları sınıflandırıyor.Mazlumun dini olmaz. Mazlumun dinine bakarak yardım tanımlamak hiç ahlaklı bir davranış değildir. CHP’li bir vekilin bu tavrına karşı ciddi bir sağduyu beklerdik. Ne yazık ki göremedik.”

Harekete geçmeliyiz

“Ayrıca İslami camia içinde de kafa karışıklığı var” diyen Sinan, “Bu karışıklığın kaynağı ise bölgedeki güçlerin dış kuvvetler aracılığıyla kontrol edildiği yönündedir. ‘Bekleyip görelim, sonuç ne olacak?’ gibi çok vahim ifadeler kullanmalarındaki nedeninin bu karışıklık yüzünden olduğu kanaatindeyiz. Müslüman’a, vicdan sahibine yakışmayacak ifadeler bunlar. İnsanların hastalıktan, açlıktan ve katledilerek ölmelerini mi bekleyip göreceğiz? Neticede dünyadaki her direnişin, mücadelenin içinde elbette sorunlar olacak ve elbette zihinsel ve fiziksel anlamada sıkıntılı dönemler olacaktır. Bunları biz Afganistan’da da, Filistin’de de, Çeçenistan’da da gördük. Böyle detaylara takılarak yapmamız gerekenden imtina edemeyiz. Bizler her halükarda mazlumun yanında ve zalimin karşısında olmalıyız. Bunu siyaseten sorgulama lüksüne sahip değiliz. Önce mazlumun mazlumiyetini giderdikten sonra bu konuyu sorgulayabiliriz. Daha sonra sulh ortamı oluştuktan sonra doğruluğunu sorgulamak daha makul bir yol olacaktır. Şuan ortaya korkunç bir zulüm var, müthiş bir katliam söz konusu iken asla sonuca göre tavır koyamayız, çok geç kalınmış olacaktır. Mazlumsa, mağdursa ve yardım talep ediyorsa ‘’aman’’ diyorsa yardım etmekle mükellefiz. Bu düşüncemizi hayatın her alanına, her bölgesine yaymak zorundayız. Suriye için de aynı meseleleri topluma dikte etmeliyiz. Özellikle kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarının önde gelenleri, cemaat liderleri bu hassasiyeti mutlaka topluma yansıtmalı ve yüzleştirmelidir” şeklinde konuştu.

İşte acil ihtiyaçlar

“İHH’ ya teslim edilen bütün yardımlar mazlum halkla ve bu halkın ayakta tutanlarla birliktedir” diyen Sinan, “ Bu konuda kimsenin endişesi olmasın. İkincisi, bizim un, şeker, battaniye yardımlarımız oradaki insanların ihtiyaçları üzerinden gönderiliyor. Bugün kapınıza un bırakılmış olsa, bu yaşam standartlarımızda hangimiz için kıymetlidir? Bunların üzerinden ‘’acaba’’ oluşturmak yakışık almaz. Un, şeker, battaniye yardımı acil ihtiyaçlardır.

HABERE YORUM KAT