1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. BİKAP: Kobani Bölgeyi Yangın Yerine Çevirmeye Bahane Değil!
BİKAP: Kobani Bölgeyi Yangın Yerine Çevirmeye Bahane Değil!

BİKAP: Kobani Bölgeyi Yangın Yerine Çevirmeye Bahane Değil!

BİKAP (Bitlis Kardeşlik ve Adalet Platformu) geçen hafta meydana gelen Kobani olaylarıyla bir basın açıklaması yaptı.

15 Ekim 2014 Çarşamba 23:28A+A-

Basın Açıklamasını Metni

KOBANİ’DEKİ GELİŞMELER BÖLGENİN BİR YANGIN YERİNE ÇEVRİLMESİNİN BAHANESİ KILINAMAZ!

Son günlerdeki olumsuz gelişmeler yine ülkeyi ve özelde bölgemizi etki altına alarak huzursuz etti. Nitekim yaşanan son olaylar ve beraberinde getirdiği vahşet görüntüleri tam bir savaş havası estirdi. Öyle ki bu olaylar ülkenin çeşitli yerlerinde 35 insanımızın ölümüne, yüzlerce insanımızın yaralanmasına, milyonlarca liralık maddi hasara neden oldu.

Yine IŞİD’in yaptığı saldırıları çıkıp eleştirenlerin, kendi halkına daha çok zarar veren vandalizme tepki göstermemesi bir başka tutarsızlık ve çelişkiden başka bir şey değildir.

Barış ve müzakere sürecini herkes kadar bizler de desteleyip, çok dikkatle takip ettiğimizi belirtmek isteriz. Ancak ne acıdır ki olumlu bulduğumuz süreci sabote etmek, sekteye uğratmak adına yapılanlar birçok kimsenin olduğu gibi bizlerin de gözlerinden kaçmamaktadır.

Kobani sebebiyle sürece darbe vuranların, son zamanlardaki eylemleri sınır tanımaz bir  hal almıştır. Bayram arifesinde Van şehir merkezinde sakallı gençlerin IŞİD’li olduğu iddiasıyla linç edilmeye çalışılması ve İslami hassasiyete sahip çevrelerin baskı altına alınması gibi olaylar, vuku bulacak bir ateşin habercisiydi.

 Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki, Kızılay’ın kan toplama araçlarından belediye otobüslerine, dershanelerden yurtlara, Okul ve parti binalarına, Bediüzzaman Külliyesinden  Kur’an Kurslarına kadar her yer saldırıya maruz kalmıştır. İslami kimlikli partiler, dernekler, vakıflar, İslami hassasiyetiyle maruf insanlara ait işyerleri, evler arabalar özellikle hedef seçilmiştir.  Yılların el emeği ile tezgahlarını kuran esnaflarımızın uğradığı zarar telafi edilemeyecek durumda.

Hiç kuşkusuz IŞİD’çi diye yaftalayıp önüne gelene saldırmak, tipik bir tahakküm kurma stratejisidir. İslami kesimleri töhmet altında bırakmak, onları adres göstermek ve işlenilen zulüm ve tahakküme bu şekilde kılıf bulmak ve bu kirli siyaset ortamına  İslami kurum ve STK ları alet etmek asla kabul edilemez.

Şimdi geldiğimiz noktada herkes elini vicdanına koyup şu soruyu kendine sormalıdır: IŞİD i katliamcı bir örgüt olarak tanımlayıp, IŞİD’e karşı en sert biçimde tavır alınmasını savunan çevreler, Kobani’deki gelişmeleri bahane ederek şehirleri yakan, yıkan, insanları katleden vandallara karşı nasıl bir tavır alacaklardır? Yine “münferit bazı hadiseler” veya birkaç provakatörün işi denilip geçiştirilecek midir acaba… Merak etmekteyiz.

Sakallı oldukları ya da kıyafetlerinden ötürü insanları linç etmeye kalkan zihniyet mensupları bu kez ateşli silahlarla gerçekleştirdikleri saldırılarla başta HÜDA-PAR olmak üzere İslami STK’ların binalarına ve mensuplarına yönelik saldırılarda çok sayıda masum insanı katletmişlerdir. Hüda-Par ve diğer İslami STK’ların sosyal medyada YDG-H tarafından açık hedef olarak belirtilmesi bu işin ne kadar açıkça ve organize bir şekilde yapıldığının bir delilidir. Bu asla kabul edilemez. Yapılan her türlü zulmü şiddetle kınıyoruz. Katledilen kardeşlerimiz için Allah’tan rahmet diliyor yakınlarına sabrı cemil niyaz ediyoruz.

Biz İslami sivil toplum kuruluşları olarak  bölgede oluşturulan güvensizlik ortamından hareketle süreci bitirmek isteyenler için bu hadiseler, barış ve huzuru sonlandırmaya dönük hamlelerdir.  Bizler ne olursa olsun barış sürecinden vazgeçilmemesi gerektiğini, Kobani üzerinden tuzağa düşmememiz gerektiğini kamuoyuna deklare ediyoruz.

IŞİD bahanesiyle İslami kimliği ve Müslümanları düşmanlaştırarak hedef tahtasına oturtanlar İslami kimliğin Kürdistan’ın da tüm coğrafyamızın da asli kimliği ve tek ortak paydası olduğu gerçeğini değiştiremezler!

IŞİD bahanesiyle Müslümanları düşmanlaştıranlar, İslami kimliğe saldıranlar, İslami kimliğin Kürdistan dâhil olmak üzere tüm coğrafyamızın asli kimliği ve tek ortak paydası olduğu gerçeğiyle artık yüzleşmelidirler. Kışkırtıcı söylem ve tutumlarıyla gençleri sokağa dökenler, bölgeyi yangın yerine çeviren ve masum insanların katledilmesine zemin hazırlayanlar sadece farklı kimliklerden insanlar ve kesimler için değil, aynı zamanda kendileri ve temsil ettiklerini iddia ettikleri kesimler için de bölgeyi yaşanmaz hale getirdiklerini artık idrak etmelidirler. Bilinmesi gerekir ki İslami kimliğe nefret besleyen hiçbir düşüncenin Kürt halkına verebileceği bir şey bulunmamaktadır.

Bu topraklar yeterince kana doymuştur. Bölge halkı, Türkiye halkı da artık çatışmalardan yorulmuş, bıkmış ve usanmış durumdadır. Ve bu halk artık huzur ve sükûnet istemektedir. Kürt halkının ve bölge halklarının barış içerisinde yaşaması ancak farklılıkları tolere etmek ve bir arada yaşama kararlılığı göstermekle mümkün olabilir. İslami yapılara; yobaz, gerici, dinci gibi sıfatlarla hakaret etmek, Müslüman Kürt halkı nezdinde İslami kuruluşları yalan ve iftiralarla itibarsızlaştırıp hedef göstermek, sistematik saldırılarla Kürt halkı ve İslami yapılar arasına bir korku bariyeri örmeye çalışmak ancak kutuplaşmayı derinleştirmeye yarar.

Baskıcı yollarla muhaliflerini sindirmeye yeltenenlerin, farklı görüşlere hayat hakkı tanımayanların ve İslami kimliğe açıkça düşmanlık besleyenlerin zulmüne maruz kalan genelde tüm İslami kesime özelde ise HÜDAPAR camiasına, son hadiselere gelinceye kadar sürdürdükleri mutedil tutumda ısrarcı olmalarını, sağduyuyla hareket etmenin mazlum halkımızın maslahatı adına daha yararlı olacağını ve provokasyonlar karşısında Müslümana yakışan bir basiret ve ferasetle hareket etmeleri gerektiğini bu vesileyle bir kez daha hatırlatıyoruz.  Çatışma ortamını derinleştirecek her türlü tavırdan sakınmak her kesimin sorumluluğudur. Nitekim, çatışma ortamının derinleşmesi ve bölgede bir kaos ortamının oluşması, herkesi yakacak bir yangının bölgeyi sarmasıyla sonuçlanacaktır.

Hükümetin de çözüm sürecini hayata geçirecek ciddi adımları, cesurca biran önce atmasını, kullandığı sert uslubu değiştirmesini, ayrıca, HDP/DBP kesimi başta olmak üzere bütün Kürt halkını, yaşananlar karşısında bir kez daha akl-ı selimle düşünmeye, sükûnet içinde davranmaya ve sağduyuyla hareket etmeye davet ediyoruz.

BİKAP (BİTLİS KARDEŞLİK VE ADALET PLATFORMU)

HABERE YORUM KAT