1. HABERLER

  2. HABER

  3. Beş Soruda Kıbrıs ve 'Akdeniz' Krizi
Beş Soruda Kıbrıs ve Akdeniz Krizi

Beş Soruda Kıbrıs ve 'Akdeniz' Krizi

Türkiye-İsrail-Güney Kıbrıs üçgeninde yükselen krizin temelinde Akdeniz'deki "münhasır ekonomik bölge" anlaşmaları bulunuyor.

21 Eylül 2011 Çarşamba 17:43A+A-

Son bir aylık dönemde Türkiye-İsrail-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üçgeninde yükselen krizin temelinde Akdeniz'deki "münhasır ekonomik bölge" anlaşmaları bulunuyor.

Yunanistan'ın Mısır ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ayrı ayrı İsrail, Mısır ve Lübnan ile imzaladığı anlaşmalar nedeniyle Türkiye Akdeniz'de söz sahibi olduğu alanın üçte birini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya geldi.

İsrail-GKRY anlaşması ise Türk gemilerine Kıbrıs'ın doğusunda özgürce geçecek yol bırakmıyor.

Konunun uzmanı Prof. Dr. Sertaç Başeren'in de anlatımları ve haritaları çerçevesinde Akdeniz'de yaşanan kriz, beş başlık altında şöyle:

1- Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ne demek?

1982 yılında imzalanan BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nde düzenlenen MEB, karasularının dışında ama bu sulara bitişik, belirlenen özel hukuki rejime tabi, sahildar devletin hakları ve yetkileri ile diğer devletlerin hakları ve serbestliklerinin belirlendiği bölge.

2- MEB'in sınırları nasıl çiziliyor?

MEB kıyı devletin sahil şeridinden itibaren başlıyor ve 200 millik bir alanı kapsıyor.

3- Sahildar devletin MEB'de sahip olduğu haklar nelerdir?

MEB'de sahildar devletler sınırlı bir egemenlik hakkına sahip bulunuyor:

* Deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz yataklarında ve bunların toprak altında canlı ve cansız doğal kaynaklarını araştırılması, işletilmesi muhafazası ve yönetimi konuları ile ilgili faaliyetlerde bulunmak

* Sudan, akıntılardan ve rüzgârlardan enerji üretimi gibi, bölgenin ekonomik amaçlarla araştırılmasına ve işletilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak

4- Akdeniz'deki kriz nasıl başladı?

Kıbrıs Rum Yönetimi, uluslararası platformlarda Kıbrıs'ı temsilen muhatap kabul edilmesinden hareketle, kendisini Ada'nın tek temsilcisi olarak görüyor. Rum Yönetimi bu çerçevede, 2003 yılından bu yana, deniz komşusu bazı ülkelerle MEB anlaşmaları imzaladı. Bu anlaşmalar çerçevesinde, Rum Yönetimi Ada'nın güneyini parsellere ayırarak 13 ayrı petrol arama sahası ilan etti ve uluslararası şirketleri bu alanlarda petrol aramaya davet etti. Rumlar anlaşmalar kapsamında kendi kıyısından 200 mil açıkta dahi doğalgaz ve petrol arama faaliyetine girişti.

5- Türkiye neye itiraz ediyor?

Ankara, Kıbrıs'ın sahip olduğu kaynaklarda Rumlar kadar Türklerin de payı olduğunu ve Kıbrıs'ın nihai statüsü belirlenmeden bu zenginliklerin işletilmesinin doğru olmayacağını savunuyor. Rumlar 13 parselde petrol arama ruhsatı vermeyi başarırsa, bölgedeki 145 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı alanının sadece 41 bin kilometrekaresi Türkiye'ye kalacaktır. Yani Akdeniz'de sahip olduğu suların üçte birini kaybedecek. Bu suların 71 bin kilometrekaresini Yunanistan, 33 bin kilometrekaresi Rum Yönetimi'nin olacak.

HERKES SINIRINI ÇİZDİ

Yunanistan Meis Adası'nı odak alıp kendisine göre bir alan yaratmış. Güney Kıbrıs da sınırını çizmiş. Türkiye ise Adalet Divanı'nın Ukrayna-Romanya, Kanada-Fransa, Malta-Tunus arasındaki adalara ilişkin kararları örnek alarak sınırlarını çizmiş.

BOĞMA HAREKATI

Akdenizde kendi alanını çizen Yunanistan Rumlar ve Mısır'la anlaşmaya gitti. Rumlar da İsrail ve Mısır'la anlaşarak Doğu Akdeniz'i paylaştı

Kaynak: Haberturk

 

HABERE YORUM KAT