1. YAZARLAR

  2. Coşkun Uzun

  3. Beni, Bizi, Hepimizi Ne Olur Fişleyin!
Coşkun Uzun

Coşkun Uzun

Yazarın Tüm Yazıları >

Beni, Bizi, Hepimizi Ne Olur Fişleyin!

30 Nisan 2010 Cuma 13:47A+A-

Siz de fişlenenlerden misiniz? Yoksa hâlâ fişlenmediniz mi?      

Yoksa korkuyor musunuz? Korkmayın bir şey olmaz!

Umutla ve korkusuzca fişleneceğiniz o günü mü bekliyorsunuz?  

Hangi merciler tarafından, nasıl, hangi iftira, yafta ve yalanlarla, ne zaman fişleneceğinizi mi merak ediyorsunuz?

 

Fişlenmek, dişlenmek, ısırılmak, kuru iftiralarla ıslatılmak her mü’min insanın başına gelir böyle coğrafyalarda değil mi?

 

Bunda büyütülecek, merak edilecek ne var canım, olur böyle şeyler! 

Elbette birileri bir şeyler bilerek yapıyorlardır değil mi yani?

Hem zaten yeter ki vatan sağ olsun!

Demokrasilerde olur böyle şeyler!

Bir yanışlık olmuşsa pardon derler, affedersiniz derler!

Korkmayın içiniz rahat olsun, büyüklerinize, devletlûlara güvenin, gerisini merak etmeyin siz!

Şeriatın kestiği parmak acımız derler, hiç duymadınız mı?

Yoksa buna da mı inanmıyorsunuz?

 

Başka şeriatları karıştırmayın canım siz de Allah aşkına!

 

Su uyur düşman uyumaz!

Türkiye laiktir laik kalacak!

Ne mutlu Türküm diyene!

Laik olmayan insan bile değildir!

Oh be nasıl da rahatlıyor insan!

Beni Türk imamlarına emanet edin dememiş miydi bir büyüğümüz?

İzindeyiz, çalışmıyoruz diyorsanız orasına ben karışmam!

 

Bizi sorarsanız bizde tatil falan yok, iki günümüz birbirine denk olmasın diye her gün çalışıyoruz!

 

Ha! Sahi!

Sizin merak etmenize hiç gerek yok canım! İlgili kişi ve kurumlar, zamanı gelince, kimselere belli etmeden, çaktırmadan, bir güzel fişler geçerler sizi! Artık siz de milli olursunuz, ilgili yerlerde ve karanlık mahfillerde öfkeyle adınız anılır. Arada bir kulağınızı çınlatırlar. İhtiyaç durumunda hiç çekinmeden, sanki bir halt ediyormuş gibi gururla ve fakat alçakça çalarlar kapınızı! Veya kendileri, belki bir gece yarısında kapınızı kırarak açarlar, açtırırlar, mahreminizi çiğneyerek zorla girerler hanenize! Konu komşuyu da şahit tutarlar bu rezaletlerine. Olmadı bir otomobilin içinden gün boyu, geceler boyu evinizi, iş yerinizi, oğlunuzu, kızınızı dikizlerler. Veya sırf siz tedirgin olun diye, millet sizi kötü bellesin diye, bir zaman öncesinden mahallenize, sokağınıza, marketçinize, komşularınıza garip insanlar gelip, hakkınızda olur olmaz sorular sorarlar. “Burada mı oturuyor, nasıl geçiniyor, nerede çalışıyor, ne iş yapıyor, yanına kimler girip çıkıyor, hangi gazeteyi okuyor, camiye cemaate gider mi, çocuklarını Kur’an kursuna gönderir mi? Kimdir neyin nesidir, nerelidir? vs. vs.” Etrafınıza bir yığın alakasız, tedirgin edici suçlayıcı, sorular sorarlar siz hiç merak etmeyin! Maksat birileri meşgul olup maaşını alsın, birilerinin de ensesinde boza pişirilsin! Kuşa bak kuşa, cambaza bak cambaza uyanıklığıyla, çaldıkları minareyi sığdıracak kılıflar, çuvala sığmayan mızrağı örtecek bahaneler aramaktadırlar.

 

Hepinizin malumudur; fişleme denilen arsız, hayâsız operasyon genellikle bu memleketin öz (üvey) evlatları için yapılır.

Yapılır ki birilerinin ekmeğine yağ sürülsün, bazı pislikler gizlensin, dönen dolaplar açığa çıkmasın.

Yapılır ki bazılarına çelme takılırken, bazılarına haksız rekabetin yolu ve ballı kapılar ardına kadar açılmış olsun.

Bal tutan parmağını yalarmış ne de olsa değil mi?

 

Ben hiç duymadım; karanlık mahfillerde iş tutanların, vatan hainlerinin, ihale ve iş takipçilerinin, kumarbazların, faizcilerin, tefecilerin, türlü dolaplar çevirenlerin, gece kulüplerinde sabahlayanların, meyhane müşterilerinin, pornocuların, genelev müdavimlerinin, geceleri çiçek sulayanların, sübyancıların, hortumcuların, talancıların, zalimlerin, tüyü bitmedik yetimlerin mallarını yiyenlerin, Allah’tan korkmayıp kuldan utanmayan sermayedar ve kompradorların fişlendiğini! Yoksa yanılıyor muyum? Sanırım yanılıyor olmalıyım. Yoksa oturduğu yerde adam gibi oturup doğru durana, kanunlara, derin devlete karşı gelmeyene kim ne yapsın değil mi?

 

Bildiğimiz kadarıyla fişlemenin BÇG’si, BTK’sı, JİTEM’i, MİT’i, sosyetiği, artistiği falan olmaz. Hepsi de aynıdır. Zamana ve zemine göre keseciler ve tellâklar değişir fakat daha sonra dişlenmek üzere şimdilik fişlenen taraf hep halktır, vatandaştır, sıradan mazlumlardır, bu asla değişmez. Değişen sadece işin makyajıdır o kadar.

 

Hem zaten böyle kurumların varlığı da yokmuş, yokluğu da yalanmış. Derin ve serin büyüklerlimiz yalan mı söylüyorlar?

 

Size kalsa belki de hiç utanıp, sıkılmadan, şu zamanda, bırakın bazı sakıncalı yaramazların fişlenmesini, birilerinin takip edildiğini, dinlendiğini, izlendiğini, gözlendiğini, işkence gördüğünü, bile söyleyerek yetkililere iftiralar atarsınız! Devlet Düşmanı mısınız nesiniz siz?

 

Bunlar kuru veya ıslaktır fakat iftiradır, borudur, kâğıt parçasıdır! Biz koca, koca adamların dediklerine, derinlerdeki serinlere inanmayıp da kime inanalım şimdi canım?

 

Burası nasıl bir yer? Tuz kokmuş mu; uyuzları, köpekleri serbest bırakıp, mübarek taşları da mı bağlamışlar ne?

 

Dürüst, namuslu, dindar, muhafazakâr, mütedeyyin, insanların fişlenmekten yana bir korku ve endişeleri olmayacaktır. Nasıl olsa fişlenen diğerleri de kendisi gibi doğru yolun yolcusu olduktan sonra kaygılanıp korkmaya ne hacet değil mi? Allah’tan korkan Muvahhid Müslümanın böyle pısırık, süklüm püklüm, insan müsvettesi kapı kullarından korktuğu nerde görülmüş?

 

Adım herhangi bir Müslüman, boyum 1,73, kilom 68, ayakkabı numaram 42, gözlerim kahverengi, yaşım 44, fotoğrafım ne işinize yarayacaksa zaten sizde bolca var, saçlarıma aklar düşmüş. Fikrim, zikrim aynıdır; düşüncelerim sizi ilgilendirmez; sözümün eriyim. Namerdi, haini, hırsızı, zalimi, inkârcıyı, isyancıyı, boynuzluyu, dalkavukluk yapanı asla sevmem. Ne yaptığımı ve daha neler yapacağımı Allah biliyor bundan size ne? Tanrılığa mı soyundunuz ki peşimdesiniz? Şehâdet en büyük arzum, Allah rızası ve Müslümanların selameti için canımı veririm. Helâl lokma peşindeyim; kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmem; çalmam, çaldırmam, rüşvet almadım, vermedim. Dinim İslâm, Rabbim Allah! Allah’tan başka kimseden korkmam, medet ummam! Yüreğime imandan başka muskalar takmam. Rehberim Peygamberim Muhammed Mustafa’dır; yol haritam ve azığım vahiydir, Kur’an’dır, Sünnet’tir. Özelde Müslümanların genelde tüm insanlığın hayrını ve kurtuluşunu isterim. Dualarım yeryüzündeki tüm yalınayaklılar, mustazaflar ve mazlumlar içindir. Irk, renk, dil ayırmam; inancım coğrafya tanımaz. Ben buralı değilim, oralardanım, İbrahim’im, İsmail’im, Hacer’im, Ebûzer’im, Hamza’yım, Bilal’im, Ömer’im, Zeyd’im, Mus’ab’ım, Ammar’ım, Sümeyye’yim, Yasir’im, Üsame’yim, Seyyid Kutub’um, Şeyh Ahmed Yasin’im, Şamil’im, İbni Teymiyye’yim, Ömer Muhtar’ım, Nureddin Zengi’yim, Dr. Rantisi’yim, Malcolm X’im, Ali Şeriati’yim, Fethi Şikaki’yim, Mevdûdi’yim, Hanzala’yım, Cevher Dudayev’im, Humeynî’yim, Mutahharî’yim, Selami Yurdan’ım,  Metin Yüksel’im. Yüreğimin bir parçası Allah’ın arzında atar; ben bir Çeçenim, Filistinliyim, Keşmirliyim, Afganım, Sudanlıyım, Afrikalıyım, Koreliyim, İhvan’ım, Cemaat’im, Zenciyim, Beyazım, Arabım, Acemim, Boşnak’ım, Kürdüm, Türküm, Lazım, Çerkezim, Çingeneyim, Mısırlıyım, Endülüslüyüm, Taliban’ım, Direnişçiyim, Peşmerge’yim, İntifada’yım, Hamas’ım, Hizbullah’ım! Allah’ın hatırını hiçbir hatıra feda etmeyeceğime, zalimlerle uzlaşmayacağıma, inancımdan ve kimliğimden taviz vermeyeceğime dair söz verdim; Ben MÜSLÜMANLARDANIM! Mücahid, Tevbekâr, Günahkâr, Muvahhid, Muhacir, Müslümanım Elhamdülillah.

 

Bizim hepimizi, çoluk çocuk, kadın erkek demeden, teker teker fişleyin, dosyalara, klasörlere, sicilimize, özlüğümüze işleyin. İşleyin ki sizden çektiğimiz zulüm, baskı, dayatma ve zorlamalara, ayırımcılığa, karalamalara, düşmanlığa dair, hem bu dünyada hem de öte dünyada arz etmek üzere elimizde birkaç belge olsun, vesika bulunsun! Nasıl olsa bu işin sonunda temelli olarak canı yanacaklar bizler değiliz sizlersiniz!

 

Ne olur; bizi, takip edin, izleyin, sakıncalılardan olduğumuzu iddia edip hepimizi birden fişleyin! Gün olur devran döner derler ama! Sahi şimdilik güç sizdeydi değil mi? Hem suçlu hem de güçlüsünüz üstelik! Neyse…

 

Gürültü etmeyin, Sessiz olun Müslümanları uyandıracaksınız! Allaaaah uyanıyorum, uyanıyoruz, Allah var problem yok diyoruz! Allah’tan başka hiç kimseden korkmuyor, emir ve yardım almıyoruz! Biz Allahu Ekber diyor ve Tevhid’i haykırıyoruz; şirki, zulmü, tuğyanı ve tağutların tümünü birden reddediyoruz! İbrahim’im baltasının mirasçılarıyız!

                                                                             

Ama yine de bu memleketin en çok sizlere ait olduğunu, sizin gibi giyinmek, düşünmek, inanmak ve dahi, yaşamak zorunda olduğumuzu tekrar tekrar öfkeyle, garazla, hışımla avazınız çıktığı kadar, etrafa köpükler saçarak bağırın. Bizleri bu toprakların zencileri ilân edin! Sürüp çıkarın! Olmadı orta yerinizden ikiye ayrılın, çatlayın, patlayın! Hattâ kininizle birlikte geberin!

 

İnancınızı korkak Müslümanlar gibi yastık altında saklamayın, namertlik etmeyin, yalan söylemeyin, açıkça ne olduğunuzu gösterin! Maske takmayın, dublör kullanmayın, çok yüzlü olmayın, tek yüzlü ve delikanlı olun, yiğitlerin hakkını yemeyin! 

 

Hepimizi refüze ettiğinizi, sakıncalı piyade olarak gördüğünüzü açıkça belirtin! Bizleri ikinci sınıf insan, zenci, köle, maraba, düşman, güdülecek koyunlar olarak gördüğünüzü, lafı gevelemeden, eğip bükmeden, korkmadan, birilerinin arkasına saklanmadan hepimize bildirin, açıklayın! Rahat olun, tarihte sizin gibiler çoktu. Ama hepsi şu anda tarihin çöplüğündeler. Kimse dönüp bakmıyor onlara. Yarın siz de öyle olacaksınız merak etmeyin. Ama bizler değil. Bizler ölümsüzlüğü ve temiz bir hayatı seçtik kendimiz için. Sizler gibi egolarımızı tatmin için, keselerimizi haramla doldurmak, kanla, zulümle, intikam ve hırsla anılmak için değil; ahiret azığımızı hazırlamak, Rabbimiz olan Allah’ı razı etmek için yaşıyoruz bizler. Parayla imanın kimde olduğu, kimlerin nelerin ve emir kulu olduğu, kimlerin sadece Allah’a kul olduğu belli olsun artık!

 

Son gülen siz değil bizler olacağız! Bunu asla unutmayın. Ellerinizde, yüzlerinizde zulmün izleri, çekememe, hırs, intikam ve kininizin kokusu var. Bu da size cürüm olarak yeter zaten. Mademki adalet terazisini kırdınız, entrikalar ve dolaplar çeviriyor, hakkımızda tuzaklar kuruyor, yalanlar uyduruyorsunuz, siz bilirsiniz! Kendi düşen ağlamaz. Bu dünya bir şekilde son bulacak ama ahiret hayatı sonsuz bunu da unutmayın! Allah bizim dostumuz ve yardımcımız olsun da gerisi ne gam! Siz düşünün!

 

Lütfen beni, bizi, hepimizi Müslümanlığımızdan, kimliğimizden ötürü fişleyin!

Fişlemezseniz hatırım kalır, kendimden, imanımdan şüphe ederim, darılırım valla! Fişleyin bizim hepimizi!

YAZIYA YORUM KAT

6 Yorum