Geçen birkaç günde Britanya’da, BBC kelimenin tam anlamıyla yargılandı. Sebepse, BBC yetkililerinin, 12 insani yardım örgütünün şemsiye kuruluşu Felaketler Acil Komitesi’nin (DEC) Gazze’deki İsrail saldırılarının kurbanlarına yardım için para toplanması çağrısını yayımlamayı reddetmesi. BBC Genel Müdürü Mark Thompson bu kararı, “Halkın BBC’nin tarafsızlığına dair güvenini zedeleyebilir” diye gerekçelendirdi.

Kurumun kararı, Britanya toplumundaki siyaset, medya ve halk çevrelerinde benzeri görülmemiş derecede büyük bir tartışmayı ve öfkeyi patlattı. Konu üzerinde düşünülmeyi hak ediyor. Öncelikle tepkileri kısaca aktaralım: Britanyalı bakanlar kararı şiddetle eleştirdi ve sorumsuz olarak değerlendirdi. 122 milletvekili bir soru önergesi hazırladı ve BBC’nin gerekçelerini ikna edici bulmadılar. Binlerce insan kurumun binasının önünde protesto gösterisi düzenledi. 11 bin izleyici BBC’ye yazılı şikâyetler gönderdi. Anglikan Kilisesi şiddetle kınadı. Britanya gazetelerinin çoğunluğu kararı sertçe eleştirdi. Örneğin Observer ‘korkakça’ diye niteledi ve BBC’yi, İsrail’i hoşnut etmeyi amaçlamakla suçladı. Gazete kararın Filistinli kurbanların trajedisini hafife aldığını belirtti.

Bu tartışma meslek, siyaset ve medya açısından birçok konuyu gündeme getirdi. İlki, Yahudi ve İsrail lobisinin Britanya’da ve genel olarak Batı’daki medya organlarının eğilimlerini etkilemede oynadığı rolle ilgili. BBC’nin kararını eleştirenler, kararın asıl sebebinin Yahudi ve İsrail baskılarına boyun eğmekle açıklanabileceğinde hemfikir. İkincisi mesleki; yani medyanın ‘tarafsızlığı’nın anlamıyla ilgili.

Tartışmayı körükleyen üçüncü sorunsa, BBC’nin kararına verilen öfkeli tepki. Bu öfkenin Gazze halkına yardım amaçlı insani bir sorunla ilişkili olduğu doğru, ancak özünde İsrail’in vahşi saldırısının ve Gazze’deki soykırım kampanyasının sonucunda oluşan önemli siyasi dönüşümü, İsrail oluşumunun iç yüzüne yönelik yeni bir bilinci, Filistin halkına ve sorununa sevgi beslemedeki dönüşümü yansıtıyor.

Bu dönüşüm genelde Batı’da yaşandı, İsrail ve Siyonist propaganda araçlarıyla mücadelede Batı’da Arap sorununu desteklemek için yeni bir atmosfer sağladı. Tabii Arap dünyasında da birilerinin bu sorunla ilgilenmesi gerekiyor.

(Bahreyn gazetesi Ahbar El Haliç, 28 Ocak 2009)

RADİKAL