1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA SİEL

  3. Batının Yeni Şımarık Çocuğu: Kürt Milliyetçiliği
MUSTAFA SİEL

MUSTAFA SİEL

Yazarın Tüm Yazıları >

Batının Yeni Şımarık Çocuğu: Kürt Milliyetçiliği

26 Haziran 2015 Cuma 11:00A+A-

Kürt milliyetçiliğinin yükselişiyle son zamanlarda batı ve batıcıların gazlarına gelerek şımarık birer çocuk gibi davranan Kürtçüler, hiçbir şey beğenmiyor ve daha fazlasını istiyor ve habire küfür ve hakaret yağdırıyorlar.

Kürtçüler Erdoğan ve Hükümetin kendilerine her an ve durumda şirin görünmesini arzularken, bunların siyasi maslahatları gözeterek oy tabanı olan Kürt olmayan muhafazakar kitlenin henüz sıyrılamadığı milliyetçi hissiyatlarına hitap etmesine bile tahammül edemiyorlar.

Kur’an’a göre (İslami içerikli yada yada İslam düşmanı fark etmez) tüm kavmiyetçilikler, ulusalcılıklar, milliyetçilikler batıldır. Lakin Kürtçüler milliyetçiliği Kürtler için en tabi bir hak olarak görürken, başka kavimler için söz konusu olunca şeytan görmüş gibi oluyorlar.

Erdoğan’ın kendilerince Türk Milliyetçisi olarak gördükleri söylemlerine öfkelenirken, destekledikleri parti yöneticilerinin dinsizliği, mülhidliği, homoseksüel severliğini görmüyorlar bile. Örneğin HDP Zerdüşt bile olsa oy vereceğim diyen eski bir Müftü alkışlanabiliyor. Milliyetçilik Kürtlere hak, Kürt olmayanlara suç oluyor, çarpık bakış açılarına göre.

Suriye’de vahşice katledilen ve çoğunluğu çocuk, kadın ve sivillerden oluşan on binleri gündemlerine bile almazken, Kobani’de çatışmalarda öldürülen Kürtçü savaşçılar için mazlumiyet ve mağduriyet edebiyatlarını tepe tepe kullanıyorlar.

Soğuk hava depolarında muhafaza edilen Kobani savaşında ölen savaşçıların cesetlerini, seçim zamanı birer ikişer törenle gömerek oya tevil etmekten çekinmeyecek de bir siyasi ahlaka sahipler.

Mazlum Suriye Halkının Kanı Üzerine Devlet Kurma Fırsatçılığı

Üstüne üstlük, Suriye’de ortaya çıkan kaostan faydalanarak ve zalim Esed’le işbirliği yaparak, yaşadıkları yerlerde bağımsızlık kazanmaya ve hatta Arap ve Türkmenleri göçe zorlayarak onların topraklarına konup, ileride Türkiye ve Irak Kürtleriyle birleştirmeyi planladıkları bir Kürt hattı oluşturmaya çalışıyorlar.

Suriye halkının 50 yıllık yarı açık hapishaneden kurtulma ve onurlu bir hayat için başlattıkları intifadanın oluşturduğu boşluğu, bir zamanlar kendilerini adam yerine bile koymayan zalim Esed rejimiyle işbirliği yapmaktan bile çekinmeksizin ahlaksızca kullanıyorlar.

Üstelik sadece Kürtlerin yaşadıkları bölgeleri değil, kendi Kürdistan hedeflerini gerçekleştirebilecekleri bir coğrafya oluşturmak amacıyla, Kürt olmayanları bu bölgelerden sürmekten de çekinmiyorlar.

Tüm Kürtleri Yutmaya Namzet Kürtçülük Girdabı

Görünen o ki her yaş, cinsiyet ve kesimden Kürtlerin önemli bir kesimi, tam bir Kürt Milliyetçiliği sarhoşluğu yaşamakta; 7’den 70’e, köylüsünden kentlisine, okuma yazma bilmeyeninden profesörüne, tam bir Kürtçülük girdabına kapılmış durumdalar.

Maalesef bu girdaba bir zamanların İslamcı Kürtlerinin önemli bir kesimi de tam gaz dalmış durumdalar. Girdikleri bu girdapta, şu anda bile Kürtlerin İslam’la tüm bağlarını koparmak için bütün imkanları sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyen HDPKK’nın kurmaya çalıştığı hegemonyaya İslami argümanlarla destek olmaktan çekinmiyorlar. HDPKK’nın yağlı urganlarını dindar Kürtlerin ve öncelikle ve bilhassa kendi boyunlarına geçirmekle meşguller.

Kürtçüleri geçtik, eski İslamcı Kürt - yeni Kürt İslamcılarca bile, Kürtler adına en şoven sözler bile hak sayılırken, Kürt olmayanların tabi haklarını savunmak için yada Kürtçülüğü objektif olarak analiz etmek için söylenen en haklı sözler bile, Türk Milliyetçiliği ve faşistlik sayılmakta Kürtçüler ve destekçilerince.

Kürtçülük Üzerinde Konuşamama Tabusu

Gelinen durum itibarıyla tam anlamıyla, Kürtçülük üzerine konuşamama tabusu, Kürtçülerin her hâlükârda dokunulmazlığı kültü oluşturulmuş durumda, tıpkı Siyonizm üzerine konuşamama tabusu gibi.

Lakin artık birilerinin bu gerçekleri dile getirmesi, hakkaniyetli adil şahitlik etmesi, Kürtleri küstürüp PKK’ya yönlendirmeme maslahatı içinde olsa bu konuda susulmaması gerekmektedir.

Türklere Yada Kürtlere Değil, Türkçülüğe Ve Kürtçülüğe Karşıyız

Kürtçülüğü eleştirirken Türkçü bir bakış açısıyla yapmıyoruz elbette. Çünkü bizler ne Türkçü nede Kürtçüyüz, tek eksen olarak İslam’ı alan Ümmetçi İslamcılarız. Bizim için kişinin ırkı, kavmi yada memleketi değil, İslam’la olan ilişkisi temel değerlendirme kriteri.

Kişi İslam’a ne kadar yakınsa biz de o kadar yakın, ne kadar uzaksa biz de o kadar uzağız. Bizim için ırklar, kavimler ve memleketler, 43. Hucurat Suresi 13. ayette net olarak belirtildiği üzere, sadece yaşamımızı kolaylaştırıcı birer realite olup, eleştirilerimiz Kürt kavmi yada Kürtlere değil, (özellikle de İslam düşmanı) Kürtçülere karşıdır.

Bizler Kürt düşmanı değil, Kürtçü düşmanıyız, tıpkı Türk düşmanı olmayıp Türkçü düşmanı olduğumuz gibi. Ve bilhassa da İslam düşmanı sekülerist Kürtçü ve Türkçülere düşmanız. Bu düşmanlığımız da, onların İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlığı seviyesinde, hakkaniyetli bir düşmanlıktır.

Nasıl ki Kürtlerin mazlum olduğu geçmiş yıllarda Türkçülüğü kıyasıya eleştirdik ve Kürtlerin haklarını savunduysak, an itibarıyla en az Türkçüler kadar zalim pozisyonuna gelmiş olan Kürtçüleri de kıyasıya eleştiriyoruz ve eleştirmeliyiz. 

Kürtçüler At Değiştiriyor

Gelinen durum itibarıyla açıkça ortaya çıkmış bir vakıa var. Kürtçüler AK Partiyi ve çözüm sürecini tepe tepe kullanmışlar, bağımsızlığa giden yolda karşılarına çıkan derin ırmağı geçme sürecinde, ırmağın ötesine geçişte bir binek gibi kullanıp, sırtından atacağını sezince de bir akrep gibi sokmuşlardır.

Şimdi ırmak üstünde binek değiştirmekte, demokrasi adına işbirliği kılıfı altında zıt kardeşleri ve cellatları olan Kemalistlerin sırtına binmeye, bağımsızlığa giden ırmak geçişinin kalan kısmını onların sırtında tamamlamaya niyetlenmektedirler.

Erdoğan ve AK Partiye milliyetçi söylem eleştirisi getirenlerin, atalarından on binlercesini katledenlerin manevi varisleriyle kanka olmaları, bu iddialarında ne kadar samimi olduklarını ortaya koymaktadır.

Kürt Sorununun Çözümünü Kürtçüler Önlüyor

Türkiye’de Kemalist rejimin ortaya çıkardığı Kürt sorunu, AK Partinin son yıllardaki tüm çabalarına ve çözüm sürecine rağmen dozu azalarak ta olsa hala devam etmektedir. Lakin çözüm sürecinde çözümü önleyen AK Parti ve tabanı değil, HDPKK ve tabanı ile CHP ve tabanıdır. İlginçtir, bu kesimler AK Partiyi Kürt sorununu çözmemekle suçlarken, çözülmemesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Çünkü bu kesimler Kürt sorununun çözümünü değil, çözülmemesini istiyorlar. Bunu HDPKK bağımsız bir Kürt devleti yolunda zaruri gördüğü için, CHP ise AK Partinin Kürt sorunun çözerek Türkiye’de Ümmetçi ve İslamcı bir zemin ve yönetim oluşturmasını engellemek adına yapıyor ve bunun gerçekleşmemesi için Güneydoğunun bölünmesine onay verdiğinden HDPKK ile işbirliği yapıyor.

Evet hala Kürt sorunu vardır ama, bu gün Kürtçülük Sorunu Kürt sorunundan daha büyük bir sorun haline gelmiştir ve Kürt sorununun çözümü engelleyen ana faktördür şu anda.

7 Haziran Seçimleri Kürtçülerin Bağımsızlık Referandumu Olmuştur

Bu seçim aslında Kürtçüler için bağımsızlık referandumu olmuştur. Gidişat Güneydoğunun Türkiye’den kopması yönünde, ibreler (belki önce özerklik yada federasyon ama mutlaka arkasından) tam bağımsızlığı işaret ediyor ve bu süreçten geriye dönüş olmayacak gibi görünüyor.

Özerklik, federasyon gibi talepler ve gelişmeler, rakip sahada uygun ortamı kollamak için top çevirmekten başka bir anlam ifade etmemektedir tam bağımsızlık sürecinde. Kimse kendini kandırmasın ve artık herkes hesaplarını buna göre yapmaya başlasın.

Bu güne kadar bayrak inmez vatan bölünmez diyen Kemalist kesim ise, “Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin” diyen Enver paşa muhalifleri gibi; AK Parti Türkiye’yi İslamcı ve Ümmetçi kılacağına Güneydoğu gitsin moduna girmiş ve hatta Türkiye’yi Ortadoğu’dan fiilen koparmaya dair ABD projesine güle oynaya teşne olmuş gözükmektedir.

Cici Çocuklar Bunlar

Erdoğan’ın batıya kafa tutmaya başlamasının ardından gelişen süreçte,  batı ve batıcılarda bir Kürt sevdası başladı. Kemalistler bile düne kadar varlıklarını bile kabul etmedikleri, kıro ve hain diye aşağıladıkları Kürtleri birden bire sevmeye başladı.

Eskiden Kart Kurt edip Kürt kelimesini duymaya bile tahammül edemeyenlerin birdenbire dilleri açıldı, aşk ve şevkle Kürt Kürt diye cihanı inletir oldular. Eskiden şeytan olarak gördükleri, bunların üzerine atom bombası atıp toptan yok etmek gerek dedikleri Kürtlerin haklarını savununca, bizleri hain olarak nitelerlerdi.

Şimdilerde Kürtler öyle şirin görünüyor ki gözlerine; 90 yıldır kese kese, yaka yaka, asit kuyularında eriterek öldürürlerken, şimdi neredeyse seve seve öldürecekler.

Batının Yeni Truva Atı HDPKK

One munit çıkışıyla Batıya cepheden saldıran Erdoğan’ı durdurmak için, batı ihaleyi önce Alevici ve Ulusolcu ittifakı ve bilahare Fetoistlere verdi. Bu kesimler Gezi süreci ve 17-25 Aralık sürecinden mağlubiyetle çıkınca, bu kez de Kobani süreci üzerinden HDPKK’ya yöneldi.

Batının Yeni Truva Atı laik sekülerist Kürt Ulusolcusu HDPKK zihniyeti olduğu gerçeği gün geçtikçe daha netleşmektedir. Bu zihniyette olmadığı halde HDP’ye oy veren ve PKK savaşçılarını kendi gerillası olarak gören dindar Kürtler ise, farkına varmadan hem Ümmete büyük zarar vermekte, hem de muhtemel bir özerklik yada hele tam bağımsızlık halinde girecekleri İslam düşmanı hegemonyanın kendilerini tam manasıyla esir alması ve eski Komünist yönetimlerin uyguladığı ateistleştirme çabalarının ve faşist PKK yönetiminin yollarını hazırlamaktadır.

Kendi Mezarlarını Elleriyle Kazan Dindar Kürtler

Bu gün HDPKK’ya destek veren dindar Kürtler, aslında ileride (kendilerinin olmasa bile nesillerinin) dindarlıklarının tamamen yok edilip, sadece (İslam düşmanı) Kürtler olarak kalmanın yollarını döşemekte, kendi mezarlarını kendi elleriyle kazmaktadırlar.

Zira eğer PKK zihniyeti Güneydoğuda tam yada özerklik adı altında fiili bağımsız bir devlet kurmaya muvaffak olursa, Kemalistlerin Türkiye’de yaptıklarının kat ve kat fazlasını yapacak, tüm Kürtleri (şu anda tüm savaşçılarını dönüştürdükleri gibi) ateist ve belki de Kürtlerin dini olarak gördükleri Zerdüştlüğe yada Yezidiliğe döndürmeye çalışacak, karşı koyanları sinek gibi temizleyecekler yada süreceklerdir. PKK’nın ideolojisi ve geçmişi ile çözüm sürecinde yaptıkları, bu karanlık ve kanlı geleceğin teminatı durumundadır.

Akıl Bükücüler

HDPKK’yı Erdoğan’ı durdurmak için bir Truva atı olarak kullanan batı ile içimizdeki gönüllü uşaklarının PKK ve HDP ile Kürtçüler hakkında algı çalışmaları tam bir akıl bükücülük çabası. Adeta aklımızla alay ediyor, tam bir çadır tiyatrosu oynuyorlar.

Dünyanın en katil, en faşist örgütlerinden biri olan PKK’yı neredeyse en demokrat örgütü olarak lanse ediyorlar. PKK’lıların Hüdaparlılara saldırılarını Hüdapar kontrgerillası PKK’ya saldırdı diye duyuruyorlar.

Kandil Büyük Millet Meclisinden Bildiriliyor

Bu kesimler Kandili suyoluna döndürdüler, artık şu tür haberler olağan hale gelmiş durumda bunların Firavunun sihirbazları işlevini gören medyalarında. “Kandilden bildiriyorum, burada yerlere sigara izmariti atılmıyor, tükürülmüyor. Dünyanın en gelişmiş ve demokrat yönetim merkezi.”

Her seçimde kedi trafo muhabbetleriyle AKP’nin seçim hilesi yaptığını ispatlamaya çalışanlar, bu seçimde Güneydoğudaki HDP lehine en az 1-2 puan getiren kör göze parmak baskıları ve yine HDP lehine en az 1 - 2 puan getiren açık ve belgeli seçim hilelerini göremediler nedense. Ama eğer AK Parti tek başına iktidara gelebilecek bir başarı kazansa idi, görecektik o zaman ne seçim hileleri icat edip her gün gözümüzün içine sokacaklarını.

PKK’lı gençlerin ellerindeki demir sapanlar ve Molotofları, kuş sapanı ve oyun hamuru, bunları kullanan PKK’lı gençleri oyun oynayan masum çocuklar olarak lanse ediyorlar aklımızca alay edercesine.

Kürtçüler Sadece Kendilerine Demokrat

Güneydoğu dışında en büyük demokrat geçinen Kürtçüler, Güneydoğu ve Suriye’deki Arap ve Türkmenler ile Ümmetçi Kürtlere karşı ise tam faşistler. PKK ve zihniyeti en az Kürtlerin celladı olan M.Kemal ve Kemalistler ile Suriye celladı Esed kadar, hatta daha fazla faşistler. Bu gün bu faşizmi gör(e)meyenler,  eğer PKK bağımsız bir devlete sahip olurda orada yaşamak durumunda kalırlarsa çok iyi görecekler, kimse merak etmesin.

Kürtçüler ne hikmetse, Arap ve Kürtler ile Ümmetçi Kürtlerden esirgedikleri merhameti, diğer gayrimüslimlere boca etmekten çekinmiyorlar. Arap, Türkmen ve Ümmetçi Kürt olma da, ne olursa ol, hatta istersen homo ol fark etmez, gel bize diyorlar.

Cici Kürtler Kürtçüler, Kaba Kürtler Ümmetçiler

Batı ve batıcılar için Kürtçüler ne kadar cici ve şirin ise, Ümmetçi Kürtler de o kadar kaba ve şeytan görünüyor. Onlar için en iyi Kürt, Kürtçü Kürt iken, en kötü Kürt ise, Ümmetçi Kürt oluyor. Kürtçüler batı ve batıcılar nezdinde Kürtlüğe terfi ettirildiler ama, Ümmetçi Kürtçüler hala kart kurt eden güruhlar olarak görülüyorlar.

Tabi aynı duyguları Kürtçülerde Ümmetçi Kürtler için taşıyorlar. Bu nedenledir ki, hakim oldukları bölgelerde sadece Arap ve Türkmenleri değil, Ümmetçi Kürtleri de sürüyor, çıkmazlarsa öldürüyorlar.

Kürtçüler açısından Ümmetçi Kürtler, Araplar ve Türkmenlerden daha kötü, mutlaka sürülmesi yada yok edilmesi gereken şeytanlar konumunda. Nitekim şu anda Suriye’de ve Güneydoğu’da bu politikaların açık uygulamaları görünüyor. Bir de buralarda tam hakimiyet sağlasalar neler yapacakları şu anda yaptıklarından belli değil mi?

Kürtçüler ile onların sırtını sıvazlayan batılı ve yerli işbirlikçilerinin tutumları. İğrençlik seviyesinde. PKK’nın boğucu baskılarını görmeyip, Kobani ve Güneydoğuyu bir demokrasi cenneti, katledilen Ümmetçi Kürtleri ise saldırgan kontrgerilla gösterme konusunda, en ufak bir ahlaki hassasiyet duymuyorlar.

Ya bizimlesin ya kara toprağın ilkesizliğiyle hareket eden bu katiller sürüsü, batı ve batıcılarca saldır aslanım saldır diye kışkırtılırken, açığa çıkan suçları ise, bize Kürtçüler adam öldürüyor dedirtemezsiniz mantığıyla sümenaltı edilmeye, çarpıtılmaya, hatta öldürülenler saldırgan gösterilmeye çalışılıyor Kürtçüler ve Kürtseverlerce.

Batılı ve yerli işbirlikçisi tüm Kürtçüseverlerse, Kürtçülerden daha fazla Kürtçü bir edayla saldırgana aferin derken, kendini savunmaya çalışanları azarlayıp, suçlu ve saldırgan ilan ediyorlar.

HDPKK’ya Destek Veren Dindar Kürtler Muhasebe Yapmalıdırlar

Çözüm süreci, Kürt sorununun ümmet ekseninde çözümü için belki de son imkandı ve maalesef bu imkana son darbeyi HDPPKK’ya verdikleri destekle dindar Kürtler vurdular.

AKP’nin Muhafazakar tabanı ise, Erdoğan’ın liderliğinin etkisiyle son yıllarda Kürtlerin 90 yıllık mağduriyetini anlama konusunda samimi bir çaba gösterdikleri gibi, Kürtçülerin bu süreçteki istismarları ve şımarıklıklarına fazlasıyla sabrettilerse de, gelinen noktada çok büyük bir hayal kırıklığı, aldatılmışlık duygusu ve öfke içindeler.

HDPKK’nın kemik Kürtçü kitlesine diyecek bir şeyimiz yok ama, geçmişte ve son seçimde HDPKK’ya destek veren dindar Kürtler bu konuda empati yapmaya çalışmalı, aynı zamanda kendi mezarlarını kendi elleriyle kazma anlamına gelen HDPKK’ya olan desteklerini yeniden gözden geçirmelidirler mutlaka. Gerek kendileri ve gerekse tüm Ümmetin hayrı ve selameti ile ahirette hayırlı akibete kavuşabilmek için.

YAZIYA YORUM KAT