1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Başına Buyruk Bir Yargı ve ’Müstemleke Valisi’ Edâlı Elçi...
Başına Buyruk Bir Yargı ve ’Müstemleke Valisi’ Edâlı Elçi...

Başına Buyruk Bir Yargı ve ’Müstemleke Valisi’ Edâlı Elçi...

Selahaddin E. Çakırgil, gündemi Haksöz Haber okurları için yorumluyor...

10 Nisan 2014 Perşembe 05:27A+A-

Daha önce de, ’(İcra/ Yürütme organı) Hükûmet’in karar ve uygulamaları Danıştay tarafından; (teşrî’/ kanun koyma organı) Meclis’in karar/ kanun ve uygulamaları Anayasa Mahkemesi tarafından kontrol ediliyor; ancak, Yargı’nın karar ve uygulamaları kim tarafından ve nasıl yapılacak?’ diye bir soru sorulmuştu, bu sütundaki (ve 30 Aralık 2013 tarihli ve ’Yargıyı kim yargılayacak? Yoksa, ’juristokrasi’ sürecek mi?’  başlıklı) bir yazıda..

Çünkü, yargı adeta, hiçi hata yapmaz, günah işlemezmiş gibi, onu yargılayan , bi rüst makam bulunmuyor ve kesin hüküm haline gelen kararları, zulmün taa kendisi bile olsa, şeklen adâlet olarak kabulleniliyor.

Halbuki, en büyük zulümler de adâlet adına işlenenlerdir. 

*

Bir önceki yazıda da, Anayasa Mahkemesi’nin de ’yargıçlar diktatöryası’na özendiği ifade edilmeye çalışılmıştı; Twitter ve Youtube gibi Amerikan şirketlerinin menfaatlerini korumak istercesine aldığı karar üzerine..

Ancak, kamuoyunca bilinmeyen bir acaib ve hukukî açıdan, ancak neredeyse birkaç kağıdçılıkla nitelenebilecek bir yol da izlenmiş..

Çünkü, Hükûmet Sözcüsü Bülent Arınç’ın 7 Nisan günü yaptığı açıklamaya göre, Anayasa Mahkemesi, kendisinin bazı kararları almasına engel olan kendi içtüzüğünü değiştirmiş ve o engeli kaldırdıktan sonra, istediği değişiklik yönünde kararlar almış..

Hani, bir güreşçiyi ne yapıp edip yenmiş veya yenilmiş gösterebilmek isteyen bir hakem’in yetkileri olmayınca, o yetkileri hemen o anda yeniden düzenleyip hedefine varması gibi bir tuhaf durum..

Buna benzer ve daha ağır bir durum daha önce de yaşanmıştı..

Refah veya Fazîlet Partilerinden birinin kapatılmasında, Siyasî Partiler Kanunu’ndaki bir maddenin kapatılmaya engel olduğu görülmüştü. Bunun üzerine, Anayasa Mahkemesi herhangi bir başvuru olmadığı halde, sözkonusu maddenin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetmiş ve o maddeyi ibtal ederek, kapatma kararını ’gönül rahatlığı’ (!) içinde vermişti.

Şimdi de benzer bir durum..

Komedinin ötesinde, hukuk mantığı açısından, traji-komik bir durum..

Şöyle ki..

Başbakan Erdoğan’ın, ’Mahkeme kararıdır, uygulamak zorundayız.. Ama, bu karara saygı duymuyorum..’ dediği konu Bülend Arınç’a sorulduğunda, o da cevaben şöyle diyordu: 

’AYM’nin oy birliği ile verdiği karar öncelikle AYM’nin kuruluşu ve yargılama usulleri ile ilgili kanuna aykırıdır.

Twitter ile ilgili konuda bunu aştıklarını görüyoruz. AYM, kendi içtüzüğünün 71. Maddesinin 21. Fıkrasında, mahkeme içtihadının oluştuğu alanlarda ve ivedilikle karar alınması gereken durumlarda Bakanlık cevabını beklemeden esas hakkında karar alabileceğine dair bir hüküm koymuş.

Bu, 5 Mart tarihine kadar yoktu. Aceleyle içtüzüklerini değiştirmişler ve bu ifadeyi koymuşlar.

Yazının Devamı…