1. YAZARLAR

  2. Mehmet Yılmaz

  3. Başbuğ'un konuşmalarını gölgeleyen plan
Mehmet Yılmaz

Mehmet Yılmaz

Yazarın Tüm Yazıları >

Başbuğ'un konuşmalarını gölgeleyen plan

13 Haziran 2009 Cumartesi 02:13A+A-

Taraf gazetesinin dünkü manşeti 'vahim' bir durumu gözler önüne serdi. AK Parti ve Fethullah Gülen'i komplolar kurarak suçlu duruma düşürme planı olarak verilen haberde Genelkurmay Harekât Başkanlığı'nın hazırladığı bir 'eylem' planından söz ediliyor.

Kıdemli Kurmay Albay Dursun Çiçek'in imzasını taşıyan planda, AK Parti içindeki ajanların harekete geçirilmesinden Ergenekon sanığı subayların savunulmasına, milliyetçi partilerin tabanlarının genişletilebilmesi için Yunanistan ve Ermenistan'la ilgili 'tepki' uyandıracak haberlerin hazırlanmasından Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye gibi beğenilen dizilerin imajlarının kirletilmesine kadar bir dizi 'kara propaganda'dan söz ediliyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Albay Levent Göktaş'ın avukatı Serdar Öztürk'ün (birkaç gün önce Serdar Öztürk de tutuklandı) ofisinde ele geçirilen ve geçtiğimiz nisan ayında hazırlanan plana göre icra edilecek faaliyetlerin 'dost' ve 'düşman' kavramları üzerinden yerine getirilmesi öngörülüyor.

Planın en vahim noktasını ise masum insanlara nasıl suç isnat edilebileceğiyle ilgili birtakım 'komplo' planlarının hazırlanması oluşturuyor. Okuyunca insanı dehşete düşüren ifadeler mezkûr planda şöyle yer alıyor:

-İcra edilen propagandalarda dine karşı olunmadığı teması işlenecektir.

-Eylemler, Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan planlanacak, dinci medyanın bu konuyu işlemesine imkân tanınmayacaktır.

-"Fethullah Gülen'ciler (FG) gemi azıya aldılar, doğrudan TSK'ya saldırıyorlar" teması işlenecek, bu kapsamda muhafazakâr vatandaşların bile "Pes doğrusu biz de elhamdülillah Müslüman'ız, ama FG'ciler resmen TSK'ya saldırmak için provokasyon yapıyorlar" dedirtecek çalışmalar yapılacaktır.

-Sakıncalı/şüpheli kategorisindeki irticacı subay ve astsubayların irticai propaganda yaptıklarına dair ihbar çalışmaları yapılacak, müteakiben bu kişilerin ahlakî yönden olumsuzlukları ile ilgili haberler yaptırılacaktır.

-İrticacı TSK personeline yapılan operasyon kapsamında tespit edilememiş diğer irticai TSK personeline yönelik korkutucu propaganda geliştirilerek, bu kişilerin hata yaparak tespit edilmeleri veya kendiliğinden çözülmeleri sağlanacaktır.

-Askerî suç kapsamında yapılacak Işık Evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, FG grubu "Silahlı Terör Örgütü", "Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü" (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmalar askerî yargı kapsamında yürütülecektir.

Türkiye'nin ve Türk halkının güvenliğinden birinci derecede sorumlu bir kurumun, hukuku hiçe sayarak masum insanları nasıl suçlu duruma düşürebileceği üzerine kafa yorması, sonra bunları bir plan çerçevesinde hayata geçirmeye kalkması çok üzücü.

Üzücü...

Çünkü...

Masum insanları sahte delillerle hukuk önünde suçlu duruma düşürmek için suç ya da suçlar icat ediliyor.

Askerî yargıyı devreye sokabilmek için baskınlardan askerî suçlar çıkartacak "tertiplere" gidiliyor.

Konuyu askerî yargıya taşıyarak savunma hakkının ne kadar kullanılabileceği bile şüpheli hale getiriliyor.

Sonra?..

Sonrası kolay.

Medya üzerinden yapılacak 'kara propaganda' ile Fethullah Gülen grubu, hem maşeri vicdanda hem de askerî yargıda mahkûm edilecek.

Nasıl?..

"Silahlı Terör Örgütü" formatına komplolarla sokularak...

Bir kurum niye böyle bir eylem planlamak ister ki?

Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Nuh Mete Yüksel, 2000 yılında Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında yasa dışı örgüt kurmak iddiasıyla bir dava açtı. Sekiz yıl süren dava beraatle sonuçlandı. Yapılan itirazlara son noktayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu beraat kararını onayarak koydu.

Yıllar süren muhakeme sonucu Fethullah Gülen Hocaefendi'ye isnat edilen bütün suçların iftira olduğu ortaya çıktı.

Sivil mahkemelerin sekiz yıl süren bir dava sonucunda verdiği kararı tekzip edebilmek için niye komplolara başvurma gereği duyuluyor?

Askerî yargı daha mı adil ki hazırlanan plan, icat edeceği suçu sivil mahkemelere götürmek istemiyor?

Masum öğrencilerin evlerine silah ve mühimmat koyup sonra da bularak hayatlarını karartmaya kimler hangi vatanperverlik duygularıyla teşebbüs edebiliyor?

Umarım Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni büyük bir zan altında bırakan plan hakkında gerekeni yapar.

Aksi takdirde...

Ergenekon soruşturması çerçevesinde cumhuriyet savcılarının elde ettiği deliller, ortaya çıkarılan cephanelikler, iddianamelere konu olan suçlamalar hakkında 'masuniyet karinesi' olduğunu söyleyerek illegal işlere karışmış bazı emekli ya da muvazzaf askerleri savunmalarının hiçbir meşruiyeti kamuoyu nezdinde olmayacaktır.

Aynı şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak amacıyla sistematik muhalefet yapılıyor serzenişleri de maşeri vicdanda asla karşılık bulmayacaktır.

Orgeneral İlker Başbuğ'un 14 Nisan'da Harp Akademileri'nde, 29 Nisan'da da Genelkurmay Karargâhı'nda yaptığı "entelektüel seviyesi yüksek" konuşmaları bu plan ortaya çıktıktan sonra fena halde gölgelenmiştir.

Umarım en kısa zamanda komutanın konuşmalarının esas olduğunu, bu planı hazırlayanların asla maksatlarına ulaşamayacağını açıklar. Milletin önemli bir kısmını ve hükümeti "düşman" ilan edenlerin karşısında bulacağını ilan eder.

İşte o zaman konuşmalarında ifade ettiği "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse barınamaz, buna müsaade etmeyiz." sözü hakkıyla inandırıcılığa kavuşmuş olur.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT