Bartın’da faaliyet gösteren İslami teşekküllerin bir araya gelmesiyle oluşturulmuş Bartın Sivil İrade Platformu’nun “Suriye’ye Acil Yardım” kampanyası kapsamında temin edilen 1 tır un, Bartın Valiliği önünde yapılan basın açıklaması ve duanın ardından Suriye halkına ulaştırılmak üzere Reyhanlı’ya yola çıktı.

Bartın Sivil İrade Platformu adına basın açıklaması yapan Mehmet Kuşçu şunları ifade etti;

‘’Doğrunun yaygınlaşması, yanlışın düzeltilmesi ve sadece gerçeğin peşinde olan değerli basın mensupları, Suriye’de zalim Esed rejimine karşı direnişin başladığı ilk günden beri ümmet bilinci ve kardeşlik hukukuyla konuya duyarlılık gösteren ilimizin saygıdeğer STK temsilcileri, ve aynı duyarlılıkla hareket eden sevgili hemşerilerimiz.

Mazlum Suriye halkının zalim Esed rejimine karşı Mart 2011’de başlattığı kıyam 7. yılına girmiş durumda. Bu kıyam sürecinde Esed rejimi şebbihaları, destekçisi İran ve Hizbullah ile emperyalist Rusya’nın insanlık dışı saldırıları ve giya Suriye halkının yanında olduğunu iddia eden ABD ve Avrupa’nın ihanetleri ile işkencelere, tecavüzlere, katliamlara maruz kalan masum Suriye halkı şimdiye değin içlerinde binlerce çocuk ve kadının da bulunduğu en az 450 bin kayıp vermiş durumda.

2011’de rejimin katliamlarıyla başlayan çatışmaların yayılması ve yoğunlaşmasıyla en az 450 bin insanın hayatını kaybettiği Suriye’deki savaş vahim bir insani krizin doğmasına sebep oldu. BM verilerine göre 6.1 milyon insan yaşadığı yeri terk edip Suriye içinde başka bölgelere göç etti. 4.8 milyon insan ise başka ülkelere sığındı. Tahminen 1 milyon kişi, kuşatma altındaki bölgelerde yaşıyor ve temek hayat kurtarıcı yardımlardan ve insani destekten mahrum bırakılıyor. Hapishanelerdeki işkence ve kötü muamelenin kontrolden çıktığı Suriye’de savaşın başlangıcından bu yana 120 binden fazla kişi hapsedildi veya kayboldu, en az 12 bin insan hapiste öldürüldü. Kimyasal silahların, misket ve varil bombalarının hiç çekinmeden kullanıldığı ülkede 20 bin çocuk hayatını kaybetti. Küresel güçlerin menfaat çatışması altında büyük bir yıkım ve mağduriyetin yaşandığı Suriye’de yüz binlerce ev yıkıldı; camiler, okullar, hastaneler yerle bir edildi.

Son dönemlerde Halep’e yapılan saldırılar nedeniyle siviller çok zor durumda kaldılar. Hava ve kara saldırıları nedeniyle Halep’in doğusundaki yaklaşık 80 bin kişi İdlib’in kuzeyine doğru göç etti. Binlerde aile yaşadıkları yerleri bırakarak Türkiye sınırına yakın bölgelere geldi. Saldırıların devam etmesi halinde sayının artacağını tahmin ediyoruz. Sınırın sıfır noktasında çadır kuracak alan neredeyse kalmadı, saldırılar devam ederse durum daha da kötüleşecektir. İnsanlar bombardımandan kaçarak geldikleri bölgede gıda ve ilaç sıkıntısı çekiyor.

Şam’ın doğusundaki Doğu Guta’nın bazı ilçeleri ile beldeleri ve köyleri, Rusya ve Beşşar Esed rejiminin 14 Kasım 2017’den bu yana yoğun biçimde süren ve son günlerde şiddetlenen hava ve kara saldırılarının hedefi oluyor. Rusya ve Rejim son bir ayda gerginliği azaltma bölgesi içerisindeki Doğu Guta’nın bazı beldelerine hava ve kara saldırıları düzenledi. Sivil Savunma kaynaklarına göre, rejim güçlerinin hava saldırılarında birçok sivil yaşamını yitirdi. İnsani krizin derinleştiği bölgede çok sayıda bebek ve çocuk da açlık ve ilaçsızlığa karşı verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.

Bartın Sivil İrade Platformu ve ümmet duyarlılığına sahip STK’lar, kurum, kuruluşlar, özel ve tüzel kişiler olarak aynı duyarlılığa sahip vicdanlı Bartın halkının desteğiyle direnişin ilk gününden bugüne kadar geçen 7 yıl içinde mazlum Suriye halkının ve haklı direnişlerinin yanında olduk ve desteğimizi bugüne değin kesintisiz olarak yaptığımız konferansalar, eylemler, basın açıklamaları gibi etkinliklerle ortaya koyduk.

Suriye halkının haklı kıyamına olan kesintisiz manevi desteğimizin yanında, bu desteğimizi maddi anlamda da ortaya koymak ve Suriye içinde savaş mağduru halkın en temel insani ihtiyaçlarını gidermek için, Sivil İrade Platformu olarak Suriye halkının yaralarına karınca kararınca merhem olmasını dileyerek bugün buradan bir tır unu yola çıkarıyoruz.

Suriye yardımlarımız ve konuya olan duyarlılığımız; Suriye halkı, zalim Esed rejimi devrilip kendi özgür iradesiyle kendi yönetimini oluşturuncaya, yardıma ihtiyaç duymadan ümmetin bir parçası olarak kendi ayakları üstünde duruncaya ve bugün itibariyle 30. gününe giren, vahşi ABD emperyalizminin taşeronu olarak burnumuzun dibinde konumlandırılmaya çalışılan ve mazlum bölge halkının ekmeğine, namusuna, özgürlüğüne göz diken PKK, PYD, SDG, DAEŞ gibi gayri ahlaki, gayri meşru yapılar tamamen etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecek.

Suriye halkının maddi ve manevi yönden arkasında olmamız, hem kulluğumuzun ve ümmet kardeşliğimizin mutlak bir gereği, hem de Türkiye ve ümmetin geleceği için hayati bir önem arz etmektedir. Bu vesile ile emperyalist ABD’yi arkasına alarak yanıbaşımızda terör ve zulüm düzeni tesis etme hayali kuran taşeron kukla örgütlere karşı, Suriye halkı ve ÖSO güçleriyle birlikte omuz omuza mücadele veren; haksızlığın, adaletsizliğin, zulmün son bulması ve bölgenin özgürleştirilerek güven ortamının tesisi için çarpışan Mehmetçiğin yanında ve destekçisi olduğumuzu bir kez daha beyan ediyoruz.

Vicdani ve insani sorumluluk sahibi, ümmet kardeşliğinin farkında olarak zulme ve zalime karşı mücadele eden her irade ve gücün destekçisi olmayı asli sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Zulmedenin milliyetine, mezhebine, inancına, ideolojisine bakmadan karşısında olmayı Müslümanlığımızın gereği olarak alıyor, değişik kaygılarla zulme göz yumanlara Allah'ın kesin vaadi ahiret yurdunu hatırlatıyoruz.

Değerli hazirun, dünyanın hiçbir ülkesinde; direnişin başladığı günden beri Suriye halkının özgürlüğü için mücadele eden ÖSO, terörist olarak kabul edilmezken ülkemizde bazı çevreler ÖSO’yu terörle itham edebiliyor. Asıl terörist ABD, Rusya, İran ve Esed’i görmezden gelerek vicdan tutulması yaşayabiliyor. Sivilleri koruma hassasiyetleri tavan yapan bu çevreler, İran, Rusya ve Esed güçleri tarafından Halep, Doğu Guta ve İdlib’de bombalanarak bütün dünyanın gözü önünde katledilen sivillere karşı üç maymunu oynayabiliyor. Bizler hem yaptıklarımızla hem de durduğumuz yerle sadece tarih önündeki sorumluluğumuzun ve şahitliğimizin gereğini yerine getiriyoruz. Bu vesile ile dost ve kardeş Suriye halkına sabır, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında her türlü zorluğa ve hainliğe karşı mücadele eden cephedeki kardeşlerimize sebat, şehit yakınlarımıza sabrı cemil, gazilerimize sağlık ve kolaylık diliyoruz. Rabbimizden Suriye halkının bir an önce zafere ve feraha erişmesini, Türkiye ve ümmete kurulan kumpasların darmadağın olmasını ve ümmetin önüne yepyeni ufuklar açılmasını, Suriye halkına yapılan yardımların amacına ulaşmasını ve maddi ve manevi katkı sağlayan herkesin Rabbimizin rızasına erişmesine vesile olmasını niyaz ediyoruz. Katıldığınız ve sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyoruz’’