1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Avrupa Seçimleri ve Sağ-Popülizmin Yükselişi
Avrupa Seçimleri ve Sağ-Popülizmin Yükselişi

Avrupa Seçimleri ve Sağ-Popülizmin Yükselişi

Avrupa Medyası Avrupa Parlamentosu seçimlerini yükselen sağcı partileri tartışıyor.

24 Eylül 2018 Pazartesi 20:52A+A-

Trump'ın eski baş stratejisti Steve Bannon, önümüzdeki birkaç ay boyunca Avrupa'da kalıp sağ cenahtaki partilere Avrupa Parlamentosu seçimlerinde destek olmayı planlıyor. Bannon bu niyetini, milliyetçi İtalyan Kardeşliği Partisi'nin Roma kurultayında açıkladı. Köşe yazarları sağ popülistlerin seçimde neden başarılı olacağını açıklıyor ve nasıl durdurulabileceklerini sorguluyor.

JUTARNJİ LİST (HR)

Büyük Avrupa partilerinin gücü tarih oldu

Jutarni List'e göre 2019'da AB'yi radikal değişimler bekliyor:

“23-26 Mayıs 2019'da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra çok şeyin değişeceği kesin. Kulağa basmakalıp gelebilir ama Avrupa'da popülizmin korkunç hayaleti kol geziyor ve bütün anketler AB'yi büyük bir olasılıkla tektonik değişiklerin beklediğini söylüyor. Zira popülist ve Avrupa kuşkucusu partiler hızlı bir yükselişte. Kısacası, koalisyon sözleşmeleriyle AB'ye damgasını vuran Avrupa Halk Partisi (EPP) ve Avrupa Sosyalistleri Partisi'nin (PES), onlarca yıldır süregelen mutlak hakimiyeti sona ermiş durumda.”

LE SOİR (BE)

"Biz işçiler"in yerini şimdi "biz Fransızlar" aldı

Çoksatar kitap yazarı Didier Erbin, Le Soir'deki yazısında sağ popülist sloganların neden etkin olabildiğini açıklıyor:

“Öğretmenler ve işçiler, yönetici pozisyonlarından kayboldu, onların yeriniyse burjuvazi aldı. ... Komünist Parti kapandığından beri hiç kimse işçi sınıfına bir 'biz' anlayışı sunmayı başaramadı. Bunun sonucunda kollektif kimliğin yerini milliyetçi, göçmenlere karşı bir 'biz' aldı. Benim annem babam 'biz işçiler' derdi ve kendilerini işverenin, burjuvazinin, ezenlerin karşısında konumlandırırdı. Sonra 'biz Fransızlar' demeye başladılar -ve göçmenlerle aralarına sınır çektiler. Aynı şey İtalya'da, Almanya'da da geçerli. Siyasi solun 'biz'inin yerini, sığınmacıları ve ilticacıları düşman imgesi haline getiren sağcı ve radikal sağcıların 'biz'i aldı.”

EL PAÍS (ES) 

Söylem taklit etmek yerine bodoslama saldırı

Siyasetbilimci Sami Naïr, demokratik partilerin popülizme karşı birleşmesi gerektiğini söylüyor:

“En büyük tehlike, korku ve nefret söylemlerinin geleneksel muhafazakarlar partilere sirayet etmesi ve ilerici güçlerin savunma pozisyonunda kalmakta ısrar etmeleri. Sosyal Demokratlar ve sol güçler, dayanışmacı bir insan hakları anlayışı çevresinde birleşmeli. ... İşin ikinci boyutuysa stratejik nitelikte: Muhafazakarlar ve liberal güçlerle dayanışma ve hoşgörü gibi Avrupa değerlerinin savunması konusunda kesişme noktaları aramak. ... Bu hedefin sloganı çok basit: Radikal sağ güçleri onların söylemlerini taklit ederek yenmek mümkün değil. Cepheden saldırmak lazım ki, Avrupa'nın demokratik kimliğini kirletmesinler. ”

GÖTEBORGS-POSTEN (SE) 

Popülistlere oy verenler aptal değil

Göteborgs-Posten, sağ popülist parti seçmenlerini cahillikle yaftalamaya karşı çıkıyor:

“SOM Enstitüsü'nün 2014 yılında İsveç Demokratları'nın sempatizanlarına ilişkin yaptığı bir inceleme, bu seçmenlerin pekâlâ ortalamayı yansıttığını gösterdi. Eğitim seviyesi düşük olanlar çoğunlukta olsa da seçmen profili tüm gelir gruplarını kapsıyor. ... Düşük gelir düzeyine sahip insanların bağımsız şekilde düşünemediği ve kolayca kandırıldıkları görüşü, tepeden bakmacı bir yaklaşım. ... Oysa akademisyenler, siyasi açıdan bizatihi ehil olduklarını tarih boyunca neredeyse hiç kanıtlamadı. ... Belki de bir sonraki seçimlerden önce, 1930'lu yıllar Almanyası söylemiyle korku iklimi yaratan siyasi güçlerce kullanılmamaları için, bu tarihsiz eğitimli kesimi, yalan haberlere karşı nasıl koruyacağımızı tartışmalıyız.”

HABERE YORUM KAT