1. YAZARLAR

  2. Atilla Özdür

  3. Aspirinli perdah...
Atilla Özdür

Atilla Özdür

Yazarın Tüm Yazıları >

Aspirinli perdah...

05 Ekim 2010 Salı 00:34A+A-

Bursa’da bir kadın... Üç çocuklu imiş. Beşyüz lira aylık ile kayıt dışı çalışmaktayken, kalkmış yetersiz bütçesini kredi kartı desteğiyle dengelemeye...

Borcunun binbeşyüz liraya çıkıp ödenemezliği kesinleşince, bankası da, ‘düzenin’ kendisini donattığı haklarını kullanarak, kanun yoluna başvurmuş.. Devletimiz, daha açık anlatımla, hukuk devleti olduğundan, kanunların gereği, alıvermiş borçluyu içeriye...
Hadise Bursa gündeminde derin üzüntü yarattı... Valisinden belediye reislerine, parti başkanlarından mahalle halklarına kadar cümle memur-u kebiran ile ahali-i sefilan, yaraya merhem arayışına çıktılar...
AKP Bursa İl Başkanı, binbeşyüzlük’ü tokalayınca adaletin veznedarına, müdde-i umumisi ile kadı efendileri de kara kaplı kitabı konuşturdular,
Tahliye...
Bir de hesap açılmış, Bursa gazetelerinin yazmalarına göre ahali şimdi uzun uzun kuyruklar oluşturuyormuş, bankaların önlerinde...
Tevatür muhtelif, Bursa Valiliği de uygun ve münasip bir iş kotaracakmış bu mağdureye... Sigortalı ve kayıtlısından olmak kaydıyle...
¥
Hadise bir yönden calib-i dikkat... Memleketimiz insanı çok yufka yürekli, yardımsever, ‘aman’ diyene asla kılıç çekmez, imdat isteyene iki eli kanda da olsa, hemen icabet eder...
‘Nasılsanız öyle yönetilirsiniz’ kesin kuralı ve ilahi öğretisi gereği, insanı böyle olduğunda bir toplumun yönetimi de böyle olacaktır... Parti başkanları duruma vaziyet ederler, atanmışı ve seçilmişiyle birlikte elbirlik edilir ve kuyuya düşenler ihtimamla dışarıya çıkarılır...
İnsanın ve onunla birlikte kurumların kendilerini başkalarının yararına ve hizmetine vakfetmeleri, güzel ve arzu edilen bir karakter özelliği olmakla birlikte, reklamcılık yönünden de ileriye matuf faydası kendinden menkul olacağı düşünülebilir bir araçtır...
¥
Seçimlere on ay kadar bir zaman kalmış deniliyor... Bunun son beş aylık bölümü, her türlü ahlaki, insani ve dini değer yargılarının paçavraya çevrileceği açık ve örtülü kampanya dönemidir... Geriye kalan ilk beş aylık dönemiyse, kampanyanın altyapı hazırlık dönemi...
Düşünebilir misiniz, deveyi hamuduyla yutanlara karşı saygıda kusur etmeyen düzenin borçlandırma yöntemiyle hapse attırdığı bir mağdureyi, oy talebiyle seçmenlerin karşısına çıkacak bir partinin insaniyet, humanizma, yönetim zihniyeti ve adalet anlayışının demir parmaklıkların ardından çekip kurtarmasının reklam değerini?..
500 lira aylıkla kayıt dışı sigortasız çalıştırılan üç çocuklu kadın 1500 liralık kredi kartı borcuna karşı tıkıldığı hapishaneden gazetelerin, ekranların, vilayet bürokrasisi ve AKP Bursa İl Başkanının 1500 liralık yardım ortaklığıyla kurtarılırken; sigortasızlık gerçeğiyle kadın emeği istismarcılığı konusunda ‘yardım konsorsiumu’, sessiz ve hareketsiz,
Niye?..
¥
Halil Berktay’ın Okuma notlarında gözümüze çarptı... ‘Niye’ sorgulamasına bir ihtimal bir çentik açarak değip geçer düşüncesiyle kısacık aktaralım...
“Atatürkçüler ‘halk için halka rağmen’i daha açık telaffuz edebildi ama, sosyalistler de demokrasiye hep
Enstrümantalist bir şekilde yaklaştı. Devrime ve geleceğin -hem mükemmel, hem muhayyel- sınıfsız toplumuna giden yolda kullanılıp legalite açısından ‘istismar’ edilip sonra çöpe atılacak bir araç gözüyle baktı”...
Anlaşılan, demokrasi parkurunda sosyalistlerle atatürkçüler arasında nitelikli bir farkın bulunmamasına ilaveten Tayyip Erdoğan’ın araççı tramvay demokrasisi de, aynı benzer normatif yapı özelliklerine sahip...
Sermaye ve düzen ortaklığının mağdur ettiği kadın bir araç olarak kullanılıyor ve mağduriyetin derinlerinde yer alan asli sebep ve faktörler es geçilip, kazara ortaya dökülen sistemik cerahatlı yaralar da aspirin tedavisiyle perdahlanıyor...
Demiştik ki, ‘memleketimiz insanı çok yufka yürekli, yardımsever, ‘aman’ diyene asla kılıç çekmez, imdat isteyene iki eli kanda da olsa, hemen icabet eder’...
Acaba... Çünkü ‘memleketimizin insanı’ kimler?..
Faks: 0224 331 89 66

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT