Arap ve İslam dünyasında Yahudi karşıtlığı niçin dehşet verici düzeylere çıkıyor? Arapların ve Müslümanların Yahudilere bakışıyla her her kamuoyu yoklamasının ardından bu soru gündeme geliyor. Bu bağlamdaki son örnek, PEW araştırma enstitüsünün son Küresel Yaklaşımlar araştırmasının sonuçlarıydı.

Araştırma, Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerde Yahudiler açısından öldürücü derecede kara bir tablo çizdi. Bu ülkelerdeki insanların genel olarak Yahudilere bakışının kesinlikle olumlu olmadığı görülüyor. Sonuçlar, Ürdünlülerin ve Filistin Yönetimi bölgelerindeki Filistinlilerin yüzde 97’sinin, Mısırlıların yüzde 95’inin, Lübnanlı Sünni ve Şii Müslümanların yüzde 98’inin ve bu ülkedeki Hıristiyanların da yüzde 97’sinin Yahudilere olumsuz baktığını gösteriyor.

18 Mayıs-19 Haziran 2009 arasında yapılan araştırmaya her ülkeden yaklaşık 1000 kişi katılmış. Dikkat çekici sonuçlardan biri de, Yahudilere ‘çok olumsuz’ bakan Türklerin oranının, 2004’teki yüzde 32’den yüzde 73’e yükselmiş olması. Asya’daki önemli iki İslam ülkesi olan Pakistan ve Endonezya’daysa, Yahudilere olumsuz bakan vatandaşların oranı sırasıyla yüzde 78’e ve yüzde 74’e çıkmış.

İsrail’in kendisini bütün Yahudilerin temsilcisi olarak sunması, Arap ve Müslümanların Yahudilere ve İsrail’e dair düşüncelerinin bağlantılı olmasına yol açtı. Bu düşünceler, İbrani devletinin Filistinlere yönelik baskı ve cezalandırmasıyla eş anlamlı. Özellikle de geçen yıl Gazze halkına karşı açtığı yıkıcı savaş, İsrail’e ve İsrail sebebiyle dünyadaki Yahudilere yönelik nefretin boyutunda korkunç bir artışa yol açtı.

PEW araştırmasındaki yüksek oranlar ancak İsrail’in baskıcı ve ırkçı bir devlet imajını değiştirmesi durumunda aşağı inebilir. Fakat bu baskıcı ve ırkçı devletin hedefi Filistin topraklarını gasp etmek, Filistinliler ve Araplarla barışı sağlama eğiliminde olduğunu iddia ederek yalan söylemek. O halde Yahudilere yönelik olumsuz düşüncelerin sorumlusu İsrail’dir, Yahudilerin kendileri değil.

(Katar gazetesi Vatan, 10 Şubat 2010)

RADİKAL