1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. CEZAYİR

  4. Arap Hareketliliği… Ayaklanma mı Devrim mi?
Arap Hareketliliği… Ayaklanma mı Devrim mi?

Arap Hareketliliği… Ayaklanma mı Devrim mi?

Cezayir'deki uluslararası sempozyumda Arap dünyasındaki devrimler, etkileri ve ordunun rolü gibi konular ele alındı.

05 Ekim 2011 Çarşamba 13:08A+A-

Arap ülkelerinde yaşanan devrimler Cezayir’de tartışıldı. Beş gün süren uluslararası sempozyumda bu ülkelerdeki orduların ulusal görevlerini yerine getirmediği vurgulandı. Devrimlerin ekonomik, sosyal, siyasi etkilerine değinildi. En az 35 konferansın verildiği sempozyum esnasında düzenlenen tartışmalarda üniversite öğrencileri hazır bulundu. Sonuç olarak Arap hareketliliğinin devrim olarak isimlendirilebilmesi için hedeflerini yerine getirebilmesi gerektiği yoksa ayaklanmadan ibaret olacağı, demokratik bir sisteme ulaşabilmek için ise en az on yıl gerektiği vurgulandı.

Cezayir’de düzenlenen “Arap Dünyası Kaynıyor: Ayaklanma mı devrim mi?” uluslararası sempozyumu, birçok Arap ülkesinde görülen halk hareketlenmesinin araçlarının devrimci, hedeflerinin de reformcu olduğu ancak hedefler gerçekleştirilemediği takdirde ayaklanmadan ibaret kalacağı, hedefler gerçekleştiği takdirde ise devrim ismini alabileceği sonucuna vardı.



Amerika Virginia Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi Profesörü olan William Mundhat şöyle dedi: ‘Arap devrimlerinin demokratik bir sisteme ulaşabilmek için hedeflerini gerçekleştirebilmesi on yıl hatta daha fazla sürebilir. Dönüşüm kademeli olacak.’

Ordu ulusal görevini yerine getirmiyor

Kahire’deki Arap-Afrika Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Abdulgaffar Şükür, Suriye, Yemen ve Libya’da olanların sorumluluğunu ulusal rolünün gereğini yerine getirmeyen orduya yükledi.

Şükür yaptığı açıklamalarda şöyle dedi: ‘Mısır’da başkan, geçtiğimiz yüzyılın 50’li yıllarından bu yana daima ordu saflarından geliyordu. Durum, 2011 yılında başkan Hüsnü Mübarek’in devrilmesine kadar bu hal üzere devam etti.’

Şükür, askeri kurumun eski üslubu devam ettirmek için mücadele ettiğine inancını dile getirerek bazılarının ordudan ayrılıp sivil olarak adaylığını koyma ihtimalini uzak görmediğini vurguladı.

Araştırmalar merkezi müdür yardımcısı Suriye’de ise ordunun belli bir ideolojik kapsamla sınırlı kaldığını, bu orduda komutanlığa ancak Baas Partisi’nin öğretisine ve parti liderliğinin kararına sadakat garantisi olanların getirildiğini, bu halin de siyasi gerçekliğe aksettiğini ifade etti.

Yemen’deki ordunun durumu ise askeri kurumun liderliğinde başkan Ali Abdullah Salih’in akrabalarının bulunması nedeniyle farklı görünüyor. Bu durum ordunun rolünü iktidarda bulunan aileyi korumakla sınırlı kılıyor.

Ulusal diyalog çağrısı

Arap Devrimlerinde İslamcıların oynadığı rol "siyasi İslam" ve "demokrasi" konusunda tartışmalara yol açtı.

Tunus Manouba Üniversitesi’nde Mağrib’deki İslami akımlar üzerine araştırmacı ve siyasi tarih profesörü Ağliye Allani, İslamcıların diğer güçleri ikna etmek için demokrasiye bakış açılarını ortaya koymaları gerektiğini söyledi. Daha sonra aralarında İslamcılar da olmak üzere tüm çevreleri, bir uzlaşmaya varmak için toplumsal meselelerin, siyasi düzenin doğasının, ulusal birlik hükümeti kurulmasının, ümmetin sabitlerinin, ulusal kimlik sorununun ve siyasi akımlar arasındaki ayrılıkların tartışılacağı ulusal bir diyaloğa çağırdı.


Rıdvan Ziyad

Öte yandan Suriye Ulusal Meclis üyesi Rıdvan Ziyad, Suriye’de her 157 vatandaşa bir güvenlik unsuru düştüğünü bunun da göstericilere karşı aşırı güç kullanımına yol açtığını söyleyerek ülkedeki sivillerin korunması, işlerin iyice kontrolden çıkıp bir iç savaşın çıkmaması için Araplardan müdahale talep etti.  Zira Ziyad, bu iç savaşa neden olacakların bir mezhep ya da grup değil ancak bu grup ya da mezhebe tabi olan ve öfkeli sloganlar atan bir kesimin karar vereceğine işaret etti. Suriye'nin kurtuluşu mezheb savaşından aradığını ve bunun için bunu körüklediğini belirten Ziyad, bölge ülkelerin Suriye'nin oynadığı büyük oyuna dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. 

Beş gün süren sempozyum boyunca araştırmacı ve akademisyenlerin sunduğu 35’in üzerinde konferans verildi. Ardından çoğunluğunu üniversiteli gençlerin oluşturduğu katılımcılar eşliğinde tartışmalar gerçekleştirildi.

Katılımcılar Arap Devrimlerinin sosyal, ekonomik, siyasi yönlerden gerçekliğini, Arap devrimlerinde kadının, gençlerin ve ordunun rolünü, Mısır, Tunus, Yemen, Libya ve Suriye’deki siyasi değişimi ve bu değişimin Filistin davasına tesirini tartıştı.

Betül Akyüz / Timeturk

HABERE YORUM KAT