1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. “Amerika'nın Ortadoğu Politikaları”
“Amerika'nın Ortadoğu Politikaları”

“Amerika'nın Ortadoğu Politikaları”

Tatvan Özgür-Der’de “Amerika'nın Ortadoğu Politikaları” Konuşuldu.

25 Şubat 2018 Pazar 22:24A+A-

Tatvan Özgür-Der tarafından düzenlenen programda Beşminare Düşünce Akademisi başkanı araştırmacı yazar Serdar Durer'in sunumuyla “Amerika'nın Ortadoğu Politikaları” konuşuldu.

Program, Muammer Demirkol'un okuduğu Kur’an-ı Kerim ve mealinin ardından başlarken Serdar Durer, konuşmasında şu hususlara değindi:

Ortadoğu; Asya, Avrupa ve Afrika'nın birbirlerine en çok yaklaştıkları yerleri kapsayan ve birbirine komşu ülkelerin oluşturduğu bölge olup Akdeniz'den Pakistan'a kadar uzanır ve Arap Yarımadası'nı da kapsar.

Ağırlıklı olarak insanlık tarihinin en yoğun yaşanılan yeri ve en eski uygarlıkların yaşadığı yerin adıdır Orta Doğu. Tarih boyunca yaşanılan savaşların, büyük hesaplaşmaların birçoğunun da adresi olmuştur bu coğrafya.

Günümüzde en fazla mensuba sahip olan üç ilahi dinin doğduğu ve önemli merkezlerinin de bulunduğu yer Orta Doğu’dur hakeza. Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin kutsal mabetlerinin bulunduğu Ortadoğu sınırları içerisindeki Kudüs ise, üç dinin mensupları için de kutsal addedilen önemli bir şehirdir.

Ortadoğu aynı zamanda, orta iklim kuşağında başta petrol, doğalgaz ve altın olmak üzere birçok madenin çıkarıldığı belki de dünyanın en zengin bölgesidir.

Ortadoğu, Stratejik yapısı, kıtaları birbirine bağlayan uluslararası ticaret ve nakil hatlarına sahip olması nedeniyle önemli bir toprak parçasıdır.

Tarihin derinliklerine uzanan bu coğrafyanın, üzerinde birçok savaşların çıkması, bu topraklar için bunca insanın ölmesi ve öldürülmesi ne yazık ki tesadüf değildir. Unutmamalıyız ki, yaşanılan savaşlar tesadüfi değil, birtakım karanlık amaç ve projelerin sonucudur. Üzerinde bu kadar oyunlar oynanan, emperyalistlerin hayal dünyalarını süsleyen bu toprakların, ne zaman kana doyacağını, mazlum insanların ne zaman rahat yüzü göreceğini ise ne yazık ki kestiremiyoruz.

Bugün Orta Doğu’da sadece petrol ve doğalgaz kaynakları üzerinden devam eden savaşlar değil İleriye dönük su savaşları da var diyebiliriz. Zira çatışmaların odağında bulunan erişilebilir su kaynakları, geleceğin en önemli stratejik meselesi olarak önümüzde durmaktadır. Bu analiz, yakın gelecekte olası çatışmaların odağında sadece petrol kaynakları ile değil, su kaynakları ile ilgili de kimi sıkıntıların yaşanacağına dair önemli bir ipucu olarak önümüzde durmaktadır.

Ülkemizin vaktiyle Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde inşaa ettiği barajların doğal su kaynaklarından yoksun olan Irak ve Suriye açısından önemli bir husus olduğunu söyleyebiliriz. Petrol ve doğalgaz kaynaklarının yanısıra su kaynaklarının da emperyalizmin dikkatini çektiğini bu noktada belirtmemiz gerekecektir.

Tüm dünyanın, dolayısıyla Türkiye'nin de içinde yer aldığı Ortadoğu coğrafyasının hızla artan nüfusunu göz önünde bulundurduğumuzda beslenme ihtiyacı açısından doğal su kaynaklarının ve tarım arazilerinin önemini anlamış oluruz.

Nüfus artışı konusunda yakın tarihimize bakacak olursak; cumhuriyetin kurulduğu yıllarda 14 milyon olan Türkiye, 2014 yılı itibariyle 77 milyon insan nüfusuna ulaşmış durumdadır. Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2030 yılında bölgenin hızlı nüfus artışı, su ve besin ihtiyacının iki katına çıkacağını göstermektedir. Bu durum, Ortadoğu için Türkiye’nin suyunu petrol kadar değerli bir hale getirmektedir.

Şimdiye kadar üzerinde durduğumuz hususlar Amerika ve diğer emperyalistlerin coğrafyamız hakkında planladıkları kötü emeller açısından bize kırılma noktalarını göstermektedir.

Kimi yanlış İslam anlayışlarının, emperyalizmin coğrafyamız üzerindeki karanlık emellerine hizmet ettiğini de belirten Serdar Durer, Müslümanların direniş ve mücadele ruhunu korumalarının önemini belirtirken geçtiğimiz aylarda Türkiye'nin öncülüğünde Kudüs meselesi hususunda elde edilen diplomatik zaferin bu direniş ruhunu yansıtan güzel bir örnek olduğunu belirtti. Durer, Ortadoğunun bugünü ve geçmişi ile ilgili kısa kronolojik bilgilere de yer vererek konuşmasını tamamlarken, izleyicilerin soru ve katkılarıyla program sona erdi.

tatvan-20180225-02.jpg

HABERE YORUM KAT