1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Alternatif Cumhuriyet Bayramı Kutlaması
Alternatif Cumhuriyet Bayramı Kutlaması

Alternatif Cumhuriyet Bayramı Kutlaması

Sayın Aybars’a 1300 yılından beri Osmanoğulları’ndan başka hiçbir ailenin iktidar olmamasının anti-demokratikliği, Tanrı haklarına değil, insan haklarına dayanan Cumhuriyet’imiz ve Atatürk’ün milletimizi nasıl başarıyla kandırdığı konusunda bizleri aydınl

30 Ekim 2011 Pazar 18:43A+A-

Alternatif Cumhuriyet Bayramı kutlaması / Yıldıray Oğur

Cumhuriyet Bayramı yurtta, dış temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde törenlerle bu kez kutlanmadı. Ya Cumhuriyet Bayramı Bağdat Caddesi, Nişantaşı ve İzmir’de coşkulu törenlerle kutlandı.

Ajanslara göre Kayseri’de bir grup çocuk, Atatürk büstünün elini öperek çelenklerden topladıkları çiçekleri Ata’ya sundular.

Muğla’nın Marmaris ilçesinde ise Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir grup dalgıç, denizin dibinde Türk bayrağı açtı. Dalgıçların lideri “Mustafa Kemal Atatürk’ün ve yüce Türk milletinin büyük fedakârlıklarla kurduğu Cumhuriyet’imizin 88. yıldönümünü, su altında büyük bir coşkuyla kutladık. Ülkemizin geçirdiği bu zor zamanlarda birlik ve bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere karşı kenetlenmemiz gerektiği bir dönemdeyiz. Bölünmez bütünlüğümüze örnek olabilmek maksadıyla bayrağımızı suyun altıda dalgalandırdık” dedi.

Bebek’te biraraya gelen (bizzat gördüm) bir grupta Bebek İskelesi’nden, Bebek Atatürk Anıtı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Burada Atatürk anıtını elleriyle temizleyip, bayraklarla süsleyen grup ardından yanlarında getirdikleri teypten İstiklal Marşı çalıp törenlerin iptaline kızdı.

İstanbul Barosu ise daha da ileri gidip gazetelere yarım sayfa ilanlar verdi ve Atatürksüz demokrasi olmaz dedi:

“Türkiye’yi 1923’ün kuruluş felsefesinden koparacak, çağdaş demokrasi ölçütlerinden yoksun bırakarak, ulus devlet olmaktan çıkaracak bir hukuk metni sivil anayasa söylemleriyle toplumun önüne konulmaya çalışılmaktadır. Atatürksüz bir demokrasinin ve sivilleşmenin toplumu aldatmaya yönelik takiye söylemi olduğu görülmelidir.”

Bu tepkiler arasında içimi ise en çok Eskişehir’de CHP’nin Cumhuriyet yürüyüşüne katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri burktu:

“Cumhuriyet insan olmak demektir. Çocuklarımız okullarda şiir okuyacaktı. Okullarda da yasaklayacaklarmış. O çocuklarımızın babaları ve anneleri yürüyecek.”

Deprem falan bahanesiyle bir cumhuriyet bayramı bile kutlatılmayan bu insanların dramı (Benzer bir dram 17 Ağustos 1999 depreminden sonra da yaşanmıştı. Cemaatçi Ecevit 29 Ekim törenlerinden kutlama kısmını kaldırmıştı.) beni fevkalade üzdü. O yüzden de bu köşede alternatif bir cumhuriyet bayramı kutlaması yapmaya karar verdim.

Kutlamamız Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmî sitesinde Cumhuriyet Bayramı için yer verilen onaylanmış şiirler ve konuşmalardan oluşmakta.

Önce Cumhuriyet konulu konuşmasını yapmak üzere Ergun Aybars’ı kürsüye çağırıyorum:

“T.B.M.M.’nin varlığı ile egemenliğin kayıtsız - şartsız ulusa ait olan, insan haklarına dayanan bir devlet sistemi kurulmuştu. Fakat gerek halkın, gerekse Meclis içinde bulunanların büyük kısmı Padişah’a dinsel ve geleneksel bağlarla bağlıydılar. Padişah’ın işgal ettiği Saltanat - Hilafet makamı yüzyıllardır kökleşmiş bir teokratik sistemdi. 1300 yılından beri de Osmanoğullarından başka hiçbir aile iktidar olmamıştı. Egemenlik biri dinden, diğeri gelenekten gelen iki kaynaktan çıkıyor ve Padişah’ta toplanıyordu. Egemenliğin, tanrı hakları sisteminden, insan hakları sistemine geçişin bir sonucu olarak Padişah’tan ulusa geçişi, bir ilke ve ülkü olarak Amasya Genelgesi’nde ortaya konmuş ve 23 Nisan 1920’de B.M.M.’nde somutlaşmıştı. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu da bu temel üzerine oturmuştu. M. Kemal Paşa Padişah’ın ihanetini bildiği halde, henüz zamanı olmadığı için Padişah’ı hedef almadı. Genç subaylık yıllarından beri inandığı ve Erzurum’da Mazhar Müfit’e not ettirdiği “Cumhuriyet” inancını “Ulusal bir sır” olarak sakladı. Kurtuluş Savaşı içinde “Cumhuriyetçi” bir düşünceyi ortaya atmak, iç parçalanmaya yol açacağı için bu yola gitmedi.”

Sayın Aybars’a 1300 yılından beri Osmanoğulları’ndan başka hiçbir ailenin iktidar olmamasının anti-demokratikliği, Tanrı haklarına değil, insan haklarına dayanan Cumhuriyet’imiz ve Atatürk’ün milletimizi nasıl başarıyla kandırdığı konusunda bizleri aydınlatan konuşması için çok teşekkür ediyoruz.

Şimdi de MEB onaylı “Cumhuriyet” şiirini okumak üzere 5-C sınıfından Ardacan’ı kürsüye çağırıyorum:

“Kahraman Atatürk’ten

Armağansın sen bize.

Yıldönümün çoğalsın

Katılsın sevgimize.”

Şimdi de 4-B’den Berkesu:

“Gündüz herkes neşeli,

Şenlik olur akşamı.

Bayramların güzeli,

Cumhuriyet Bayramı.//

Her bayramla bir tutmam,

Bu bayram, büyük bayram.

Yurtta üç gece, üç gün,

Eğlence var, şenlik var.”

Son olarak da öğretmen arkadaşımız Ahmet Taşdelen’den kendi yazdığı MEB tavsiyeli Türkiye Cumhuriyeti şiirini dinleyelim:

“Türk oğlu Türk’üz bu vatanda ebediyen

Ürkmeyiz ürkmeyeceğiz kat’iyen.

Rengi al, ay yıldızlı bayrağımız var

Kanla kemikle kutsallaşmış toprağımız var.

İnançlıyız, gururluyuz alnımız açık

Yarınlar bizimdir artık yolumuz açık.

Elinde silâh Mehmetçik nöbet tutar

Cin gibi gözleriyle pusuya yatar.//

Yorulmak, yılmak yakışmaz bize

Elbette tarih şaşacak azmimize.

Türk’üm, Türk’üz, Türk kalacağız

İlimle, insanlıkla, dünyaya sesimizi duyuracağız.”

Törenimiz burada sona ermiştir. Çok eğlendik değil mi? Çatlasın Cumhuriyet düşmanları...

[email protected]

TARAF 

HABERE YORUM KAT