Birinci Gezi Parkı isyanımızın ardından yaklaşık 2 ay geçti. Aslında önceden planladığımız ve geçmişte yaptığımız darbelerin¹ (Balyoz Darbe planı ve 28 Şubat gibi)² suikastların, tahriklerin ve fişlemelerin bir devamı niteliğinde olan bu isyanı organize ederken Arap Baharı olarak tanımlanan isyan süreçlerinden ve bazı Asya ülkelerinde Arap Baharı öncesi meydana gelen Turuncu Devrim³ gibi isyanlardan oldukça faydalandık. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana Osmanlı devletini ve tüm İslami kurumları tasfiye ederek bize Laik devleti miras bırakan atalarımızın yolunda azimle yürüyoruz. Eh “Bal tutan parmağını yalarmış.” Biz de üniversitelerde, TSK’ da, bürokraside, siyasette ve ticarette sahibi olduğumuz bu ülkenin kaymak tabakası olarak oldukça kazanımlar elde ettik. Ancak son 10 yılda ortaya çıkan AKP bu kazanımlarımızı büyük oranda ellerimizden almaya çalışıyor. Savaşımız kazanımlarımızı tekrar elde etmek için verilen Kutsal? Bir mücadeledir. Laiklik, Liberalizm ve Demokrasi gibi dünya görüşleri ve İslam’a alternatif yaşam biçimlerine dayandırdığımız bu kutsal mücadelemiz devam edecektir. Şimdi halkımızın elinden bisikleti alınmış mazlum elitlerine 2. Gezi parkı stratejimizi açıklıyoruz. Nice mutlu darbelere…

Taksim bir provaydı

Öncelikle Taksim eylemlerinde büyük kazanımlar elde ettiğimizi ve bu eylemlerin bize göre başarı ile sonuçlandığını belirtelim. Bir prova niteliğinde olan bu eylemler ile aşağıdaki maddelerde belirtilen konuları amaçlamıştık.

1- Türkiye insanının meydanlara sürülebilme potansiyelini tespit etmek.

2- Aslında AKP’yi bahane ederek İslami yaşam tarzını hedef aldığımız bu isyanda Atatürk’ün Laik-Kemalist çocuklarını motive etmek.

3- Türkiye’de AKP yanlısı ve karşıtı medyanın gücünü test etmek.

4- AKP içerisinde bir takım çatlaklar oluşturmak ya da var olan çatlakları derinleştirmek.

5- AKP’nin karizmatik lideri Erdoğan’ın sahip olduğu itibarı kamuoyunun bir sonraki isyanımıza hazır olması için zedelemek.

6- İslam karşıtı her türlü potansiyeli, dernek ve vakıfları, partileri, yazarları ve sanatçılarını, iş adamlarını kısacası bilumum çapulcuları AKP kisvesi altında bu coğrafyada 300 yıldır hesaplaşmaya çalıştığımız İslami yaşam biçimine karşı tek cephede birleştirmek.

7- Muhtemel bir isyanda kullanabileceğimiz medya başta olmak üzere her türlü aracı, lokomotif gençleri, gençlik derneklerini, para kaynaklarını, otelleri⁴, suikastçıları, provokatörleri, doktorları, örgütleri⁵ Koç’ları, tespit etmek ve alınan tecrübelere göre eğitmek.

8- Olası bir isyanda karşılaşacağımız kadro ve kontrol güçlüklerini tespit ederek notlar tutmak.

9- Gelecekte deneyeceğimiz isyan öncesinde gücümüzü test etmek ve özellikle de ABD’li efendilerimizin yardımlarıyla Türkiye’de kaybettiğimiz kazanımlarımızı tekrar ele geçirmek için kullanacağımız söylemlerde değişiklik ve düzeltmelerde bulunmak.

10- Sırrımızı ifşa ederek ve bize aslında samimi duygularla bu niyetlerimizden habersiz olarak destek veren onbinlerce insanın da bizden soğumasına neden olacak şekilde canlı yayında “Keşke birkaç kişi ölse” diyecek kadar aptal kişileri tasfiye etmek.

Bir sonraki isyanda bizimle ilişkili olan örgütlerde DHKP-C’li Emine Cansever gibi öne çıkmış isimler etkin yer almamalı. Bu sırlarımızı açığa çıkarıyor.

Ey! 80 yıldır Türkiye’de nice katliamların kızıl kanlarıyla beslenen, Dersimlerin, ve İstiklal Mahkemeleri’nin astığı insanların cesetlerine basarak kariyer yapıp yükselen, darbeleri çiçeklerle karşılayan, kan ve gözyaşları arasında kendisine görkemli bir gelecek ve saltanat inşa eden ancak son dönemde çapulcuya dönen değerli azınlık halkım. Ey tencerelerin ve tavaların çocukları ve gürültü eylemlerinin sonunda sessiz adama dönen duran adamlar!

Ey çıkarları ve menfaatlerini korumak, toplumu rahat sömürmelerine engel olan İslam’a karşı güç elde etmek amacıyla Liberalizmin ve demokrasinin arkasına sığınan ve özgürlük talebi adı altında sömürme özgürlüğünü tekrar geri almaya çalışan çapulcu gençlik  

Ey 80 yıllık çiftliğini kaybeden Big Borther’ın torunları. George Orwel’ın 1984 romanının diktatör kahramanları. Hayvan Çiftliği romanının günümüzdeki çiftlik sahipleri.  Darbenin torunları… Bu amaçlarınızı gerçekleştirmek için muhtaç olduğunuz kudret bütün sözde antiemperyalistlik ve anti-kapitalistlikliğinize rağmen Koç’un kasalarında, Amerikan istihbaratında, CNN ve BBC’de gizlidir. Bir dahaki eylemlerinizde muhtaç olacağınız Molotof kokteyllerini ve mühimmatları Koç’a ait Divan Otelinin mutfağında bulacaksınız…

Bu gençliğe hitabeden sonra bir dahaki Gezi Parkı İsyanında dikkat edeceğimiz hususları ilginize arz ediyorum.

♦ 2. İsyan’da birinci laik kalkışmada yaptığımız hataları yapmayacak mukaddesata ve inanca olan kinimizi elimizden geldiğince gizleyeceğiz. Bu isyanda başörtülülere ve sakallılara açıktan saldırmayacağız. İslam’a duyduğumuz öfkeyi açık sloganlarla ve duvar yazılarıyla aşikâr eyleyip halkın tepkisini çekmeyeceğiz.

♦ Şu anda Şile ormanlarında, Tunceli kırsallarında, İzmir koylarında ve muhtelif izcilik ve kır mekânlarında özellikle sol yapılar organizatörlüğünde düzenlediğimiz özel eğitim kamplarında 1. Laik isyandan çıkarılacak dersleri tartışmaktayız. Gençlere 2. Taksim isyanının nasıl olması gerektiğine dair özel eğitimler veriyor kitleleri harekete geçirip kullanmanın yollarını araştırıyoruz.

♦ CNN, BBC, WAO gibi Amerikan ve İngiliz emperyalizminin ve Kapitalizmin temel medya araçlarını insanların gözüne sokar gibi kullanmamalıyız. Bu haber kaynakları daha nesnel bir dil ile bizi desteklemeli. Unutmayalım ki propagandanın en iyisi en az propagandaya benzeyenidir.

♦ Batı medyasının bize verdiği destek dolayısıyla kendilerine minnettar olsak bile onların desteği sol söylemlerimizin ve antikapitalist duruşumuzun samimiyetsiz olduğunu ve gerçekte kitleleri kullanma amacı taşıdığını ortaya çıkarmıştır.

♦ ABD yetkililerine ve Beyaz Saray sözcülerine isyanımıza verdikleri destek dolayısıyla minnettarız. Obama ve Beyaz saray bir günde 3 defa “Endişeliyiz, kaygılıyız” tarzından açıklamalar yaparak yaptığımız basit eylemlerin gücünü artırmış ve Ortadoğu’da istedikleri gibi kullanamadıkları hükümete aba altından sopa göstermiştir. Ama bu bizim Amerikancı darbeciler olduğumuzu ifşa ederek devrime zarar vermiştir.

♦ Bir dahaki eylemlerde “Keşke birkaç kişi ölse” demeyecek ve şehitlere ihtiyaç duyduğumuz bu isyanımızda bizzat bazı yoldaşlarımızı, sanatçılarımızı, Kemalist yazar ve çizerleri suikastla öldürerek halkın kin ve nefretini dindarlara daha rahat çekeceğiz.

♦ Siz bakmayın AKP’ye saldırdığımıza… Asıl düşmanımız her zaman İslam’dır. Hatta biz birçok Müslüman’ın yıllarca bizzat AKP tarafından inancı dolayısıyla ve İslam dünyasındaki diğer yoldaşlarımız ve ABD tarafından ezilen kardeşlerine destek verdikleri için tutuklandıklarını biliyoruz. Ayrıca onların çoğunun AKP’ye oy vermeyi helal görmediklerini de… Ancak biz AKP İslam’ına dahi tahammül edemeyiz. Diğerlerini ise darbeden sonra hallederiz.

♦ Acilenmedyada http://geziparkitv.blogspot.com/ https://www.facebook.com/geziparkidirenisi, http://www.geziparkicanli.com/, http://www.geziparki.org/, https://twitter.com/DirenGeziParki, gibi haber kaynakları ve medya ağları kurmalı, çeşitli internet sözlüklerini etkin biçimde kullanmalı belgeseller yapmalı https://www.youtube.com/watch?v=fSpQRIRcWao, ve sürekli bir biçimde Eylül ayında yapmayı planladığımız darbeye hazırlık yapıp bu isyankar ruhu canlı tutmalıyız.

♦ ABD Senatosu her gün Afganistan ve Irak’ta yaptıkları katliamları, Wall Street’i işgal eden kötü adamları bırakım Geziparkı’na nasıl destek vereceklerini tartışıyor. Daha dün bir toplantı daha yaptılar. http://www.cnnturk.com/2013/dunya/08/01/abd.senatosunda.gezi.parki.protestolari.oturumu/717906.0/index.html

♦ Bu sıralar Mısır’da darbe yapmakla meşgul oldukları için bize fazla zaman ayıramayan Amerikalı efendilerimize bizi unutmamalarını, bu coğrafyada Amerikan’ın çıkarlarının sadık bekçileri be Amerikan çiftliklerinin uyumlu köpekleri olduğumuzu, Türkiye’nin ancak değerlerinden uzaklaşarak, laikleşerek ve liberalleşerek onların açık pazarı haline gelebileceğini, bildirdik.

♦ Suriye devlet Başkanı Sayın Beşşar Esad’ın 100 bin insanını katleden cani Erdoğan’a halkını ezme ve barışçıl gösterilere izin ver çağrısını her ne kadar memnuniyetle karşılasak da bunun bize zarar verdiği söylenebilir. Aramızdaki ilişkiyi gizli tutmamız daha iyi. Esad rejiminin DHKP-C’ye desteği bize yeter. Son günlerde Yunanistan’a gönderilirken bot içinde yakalanan DHKP-C silahlarının Esad’dan alındığını da gizlemeliyiz.⁶

♦ PKK şu aşamada hükümeti isteklerine boyun eğdirmek için isyanımızı değerlendiriyor. Daha dün hükümete Eylül’e kadar pratik adımlar at yoksa… Diye tehdit savurdu.⁷ Bir yandan da Suriye’de özerk yönetim kurup yakın zamanda Türkiye Kürdistan’ını da oralarla birleştirmenin hesabını yapıyor. PKK hükümete bu açıklamasıyla 2. Gezi park isyanına destek vereceği mesajı veriyor, aba altından sopa gösteriyor.  Nihayetinde PKK’da İslam’a karşı savaşan Apoist bir örgüt olarak Kürt Kemalizm’ini temsil ediyor, biz de Türk Kemalizm’ini temsil ediyoruz.  Ortak düşmana karşı kader birliği yapabiliriz.

♦ Yeni isyanımız birkaç ağacın kesilmesi gibi nazik bir olay üzerinden patlak vermemeli. Tencere Tava ile yapılan devrimin dibi tutarmış. Olay büyük olmalı. Son dönemde AKP ve dindarlara karşı açıklamalarıyla bilinen bir yazar ya da sanatçıyı öldürüp işe başlayabiliriz, Erdoğan’ın konuşmalarıyla hedef aldığı bir entelektüeli de. Böylece isyan ve darbeye tam zemin hazırlanır ve meşruiyet sağlanır. Ah nerede Taner Kışlalılar, Uğur Mumcu’lar. Onları öldüren eller onlar gibilerini arıyor.

♦ BBC ve CNN hemen her gün Taksim Gezi parkıyla ilgili haberler yaparak süreci taze tutuyor. Bu desteklerinin devam edeceğini gösteriyor.

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/08/130731_erdogan_cadi_avi_times.shtml

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130730_gezi_gaye_yilmaz.shtml

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130729_gezi_yasin_aktay.shtml

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/08/130801_gezi_tayfun_atay.shtml