1. HABERLER

  2. HABER

  3. AB: Yeter, Atatürk’ü Korumayın Artık!
AB: Yeter, Atatürk’ü Korumayın Artık!

AB: Yeter, Atatürk’ü Korumayın Artık!

AB İlerleme Raporu’nda, Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamada sıkça kullanıldığı uyarısı yer aldı.

13 Ekim 2011 Perşembe 14:19A+A-

AB Komisyonu’nun dün yayımladığı 2011 İlerleme Raporu’nda Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki sivil denetim konusunda “iyi ilerleme kaydedildiği” vurgulandı. Ancak basın ve ifade özgürlüğü konusunda eksiklikler bulunduğu belirtildi.

Raporda TSK üzerinde sivil denetim şu ifadelerle övüldü: “Genel olarak güvenlik güçleri üzerindeki sivil denetim prensibinin güçlendirilmesinde iyi ilerleme sağlandı. Ağustos 2011 YAŞ toplantısı, silahlı kuvvetler üzerinde daha güçlü sivil denetim yönünde atılmış bir adımdır. Askeri harcamalar üzerinde sivil gözetim güçlendirildi ve Milli Güvenlik Stratejisi gözden geçirildi. Buna ilaveten YAŞ kararları sivil yargının incelemesine açıldı.”

Önemli eksikler var

Raporda TSK’nın sivil denetim kapsamına alınması konusunda Türkiye’ye eşletiriler de yöneltildi. Eleştirilen başlıklar şöyle: “İçişleri ve Milli Savunma bakanlıklarının jandarma üzerindeki yetkisi sınırlı. Askeri yargının yapısı ve görev alanı gözden geçirilmedi. YAŞ kararları yargı denetimine yeterince açılmadı. Orduya siyasete müdahale alanı bırakan TSK İç Hizmet Kanunu değiştirilmedi. Genelkurmay Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmadı. Orta öğrenimde milli güvenlik dersleri subaylar tarafından veriliyor. TSK medya kuruluşlarına seçici akreditasyon uygulamasını sürdürüyor.”

Yeni anayasada geniş katılım

12 Eylül referandumuyla kabul edilen anayasa paketi de yargıda standartları yükselttiği belirtilerek övüldü. Raporda yeni anayasa dair de şu çağrı yapıldı: “Yeni anayasa, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık haklarına saygıyı güvence altına alan kurumların istikrarını güçlendirecek ve aralarında Kürt meselesinin de bulunduğu köklü sorunların çözülmesini sağlayacaktır. Hükümet ve muhalefet, özgürlükleri merkezine alan yeni anayasa için çalışma konusunda taahhütte bulundular. Anayasanın hazırlanması sürecinde tüm siyasi partiler ve sivil toplum dahil en geniş istişarelerin gerçekleştirilmesinin güvence altına alınmasına azami dikkat edilmelidir.”

Darbe davaları

Raporda Ergenekon davası ve darbe planlarına yönelik soruşturmaların önemi “Türkiye açısından demokrasiye karşı işlendiği iddia edilen suçlara ışık tutmak ve hukukun üstünlüğüyle demokratik kurumların uygun işleyişine güveni artırmak için fırsat kalmaya devam ettiği” cümlesiyle ifade edildi. Söz konusu soruşturmaların yürütülmesi noktasında ise, savunma hakkının riske edildiği, savcıların ve mahkemelerin kamuoyunu bilgilendirme mekanizmalarına sahip olmadığı gibi sorunlar nedeniyle kamuoyunda süren davaların meşruiyetiyle ilgili endişelere neden olduğu eleştirilerine yer verildi.

Akdeniz için Lahey iması

Belgede isim verilmeden Doğu Akdeniz’deki enerji geriliminde Uluslararası Adalet Divanı’nın çözüm kapısı olabileceği belirtildi. Tavsiyeler bölümünde “AB Komisyonu, ilgili taraflara anlaşmazlıklarını daha önce oluşturulmuş ilkelere dayalı olarak çözmeleri ve gerekirse bu sorunları Uluslararası Adalet Divanı’na götürmeleri çağrısı yapıyor” denildi.
 

Basın özgürlüğü ve Atatürk

Raporda gazetecilerin hapse atılmasının ve Ergenekon soruşturması kapsamında yayımlanmamış bir kitap taslağına el konulmasının endişe verici olduğu belirtilerek “Türkiye’de ceza yasaları ifade özgürlüğünü orantısız şekilde kısıtlamaya açık. Basın kanunu ve Atatürk’ü koruma kanunu da ifade özgürlüğünü kısıtlamada kullanılıyor” ifadeleri kullanıldı. TCK’nın 125, 214, 215, 216, 220, 226, 285, 288, 314 ve 318’inci maddeleriyle Terörle Mücadele Kanunu’nun 6’ncı ve 7’nci maddelerinin değiştirilmesi talep edildi. Basına yüksek para cezaları da eleştirildi.
 

Abdullah Gül’e övgü

AB Komisyonu’nun raporunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’tan da övgü ile söz edildi. Gül’ün ülkedeki belirgin kutuplaşma atmosferinde “uzlaştırıcı rolünü sürdürmesi” ve Türkiye’ nin gündemindeki bazı kilit meseleleri “yapıcı açıklamalar ve müdahalelerde çözdüğü” kayda geçirildi. Raporda Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili belirsizliğin sürdüğü bilgisi de unutulmadı. 12 Haziran seçimlerinin ardından ilk kez müstakil yapıda AB Bakanlığı oluşturulması ve hükümetten gelen AB katılım sürecine bağlılık yönündeki açıklamaların Türkiye’nin AB kararlılığını teyit ettiği kaydedilen raporda, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da “bakanlıklar arası çalışmaları daha etkin hale getirmek ve sivil toplumu sürece dahil etmek için çaba göstermesi” nedeniyle övüldü.

TARAF

HABERE YORUM KAT