1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. 3. Yılını Dolduran Suriye İntifadası Kocaeli’nden Selamlandı
3. Yılını Dolduran Suriye İntifadası Kocaeli’nden Selamlandı

3. Yılını Dolduran Suriye İntifadası Kocaeli’nden Selamlandı

Üçüncü yılını dolduran Suriye İntifadasıyla bir kez daha dayanışmak için Türkiye’nin birçok ilinde gerçekleşen eylem ve etkinlikler Kocaeli’nde de yankı buldu.

17 Mart 2014 Pazartesi 00:08A+A-

Konuyla ilgili İzmit merkezde bulunan Sabri Yalım parkında bir araya gelen Kocaeli Özgür-Der Girişimi üye ve gönüldaşları burada bir basın açıklaması yaptı.

Yoğun yağış altında gerçekleştirilen eylemi Kocaeli Özgür-Der Girişimi adına Haşim Ay yönetirken, basın açıklamasını Girişim üyesi Abdulkadir Ateş okudu. Ali Turan’ın okuduğu duayı müteakip eylem son buldu.

“Sessiz Kalmak Zulme Ortak Olmaktır! Baas Vahşetine Karşı Susma, Haykır!” ve “Baas’ın Safında Duranlar Ümmetle Aynı Safta Olamazlar!” yazılı iki pankartın açıldığı eylemde “Suriye İslami Direnişiyle Özgürleşecek!”; “Katil Esed! Bu Kan Denizinde Boğulacaksın!”; “Sessiz Kalmak Baas’ın Suçuna Ortak Olmaktır!”; “Baas Çöplüğe, Esed Sehpaya!” yazılı dövizler taşıyan topluluk sık sık “Suriye Halkı Yalnız Değildir!”; “Suriye’ye Özgürlük Direnişle Gelecek!”; “Suriye’den Mısır’a Direnişe Bin Selam!”; “Katil İran, Katil Rusya!”; “Hama’ya, Humus’a, Direnişe Bin Selam!”; “Suriye’de Mısır’da, İntifada Her Yerde!” sloganları attılar.

Fotoğraf: Fatih Özçetin

kocaeli-20140319-1.jpg

kocaeli-20140319-2.jpg

kocaeli-20140319-3.jpg

***

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Dördüncü Yılına Giren Suriye Devrimini Selamlıyoruz!

3 yıldır kimyasal gazlardan, varil bombalarına; dökme kurşunlardan, şebbihanın işkencelerine kadar Allah’tan başka hiçbir desteği olmadan ve de Esed’le birlikte karşısına İran, Rusya gibi ülkeleri de alarak onurlu bir direniş gösteren Suriye Halkının onurlu intifadası bugün itibariyle 4. yılına girdi.

Tam 3 yıldır Suriye halkının şahsında insanlık vicdanı ve ümmet duyarlılığımız sınanıyor. Yaklaşık yarım asırdır kendisine kan kusturan despotik Baas rejimine karşı İslam coğrafyasındaki diğer intifadalardan da ilham alarak ayağa kalkan Suriye Müslümanları, çetin sınavları göğüsleyerek direnişlerini bugüne taşıdılar. Onlar, özgürlüğe bedel olarak direniş iradesi kuşandılar; 21. yüzyılın sözde medeni dünyasında, şu küresel köyün sakinlerinin gözü önünde kimyasal silahlar da dahil en iğrenç ve acımasız ölüm aygıtlarıyla katliama, kıyıma, açlığa, hastalığa, göçe maruz bırakıldılar. Binlercesi Baas’ın işkence odalarında kıyımdan geçirildi, yüzlercesi tecavüze uğradı; sivil-asker ayrımı yapılmadan onlarca çocuğun, kadının ve yaşlı insanın başına her an bombalar yağdırıldı.

Bütün bu zulümler intifadanın 4. yılında da halen devam ediyor. Kendisine küresel sorun çözücüler payesi biçilen uluslararası toplum, halen de bir şeyler yapıyormuş gibi davranarak hiçbir şey yapmamakta. Nice umutlarla girilen Cenevre-2 Konferansından da uluslar arası toplum üyeleri büyük bir hezimetle çıktılar. Uluslar arası toplum denilen emperyalist güruh, 4 yıldır halen de küresel sistemin unsurları olan katil Esed’in patronları İran ve Rusya’yı ikna aşamasındalar. Bunca zulme, zorbalığa, alçakça katliamlara, imkânsızlıklara ve de uluslar arası toplumun umursamazlığına rağmen kıt imkânlarla ama iman ve umutla tevhid, adalet ve özgürlük mücadelelerini bugüne getiren Suriye halkının zafere doğru yürüyüşü küresel istikbarı derin endişelere, korkulara düşürmüş vaziyette. Onlar; çıkarları uyuşmadığı için daha düne kadar karşı çıktıkları Esed diktatörlüğünü şimdilerde yaşatmak, ömrünü uzatmak için canhıraş çabalar içerisindeler. Suriye muhalefetinin bir kısım siyasi temsilcisini Esed’le pazarlığa, Baas’lı bir çözüm veya geçiş sürecine zorluyorlar. Küresel sorun çözücülerin 4 yıldır katliamlara maruz kalan Suriye halkı için öngördüğü çözüm, bu çözümsüzlük! Çözüm perspektiflerinin merkezinde giderek daha bir yükselişe geçen İslamcı trendi düşürmek, İslami direnişin iradesini teslim alarak küresel sistemin beklentilerine cevap vermeye mecbur hale getirmek var. Küresel istikbarın hesaplarının ekseninde İslamofobia’dan kaynaklı bu paranoyak endişe var.

Ama öte yandan neredeyse tüm dünya doğal, hukuki, insani talep ve beklentilerini görmezlikten gelse ve Esed-İran-Rusya’dan oluşan vahşet koalisyonu buradan destek alarak katliamlarını sürdürse de aziz Suriye halkı inşallah onurlu bir gelecek maksadıyla istikrarlı şekilde sürdürdüğü direnişini devam ettiriyor.  Bu onurlu direnişle dayanışma sorumluluğumuz elbette sadece yardım yollamakla sınırlı olmayıp çok boyutlu bir sahiplenmeyi gerektiriyor. En başta da Suriye direnişini Müslümanlar olarak komşu bir halkın mücadelesi olarak değil, mensubu olduğumuz İslam ümmetinin bir imtihanı, imtihanımız olarak görmemiz lazım. Ve bu perspektiften bakarak tam 3 yıldır her türlü imkânsızlığı, zorluğu, katliamı Allah için göğüsleyerek Suriye halkının direnişini sürdürmesinin Müslümanlar için bir onur ve iftihar olarak kavranması gerekiyor.

Buradan bir kez daha üçüncü yılını doldurup dördüncü yılına giren Suriye devrimini selamlıyor ve başta katil Esed rejimi olmak üzere onu yaşatmak için canhıraş çalışan sözde İslami İran, Rusya ve zorbalara çanak tutanları telin ediyoruz!

KOCAELİ ÖZGÜR-DER GİRİŞİMİ

HABERE YORUM KAT

1 Yorum