1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. 100 Yıl Önceki Satranç, Bugün de Tekrarlanıyor; Yarınlarda da Tekrarlanacak
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

100 Yıl Önceki Satranç, Bugün de Tekrarlanıyor; Yarınlarda da Tekrarlanacak

18 Şubat 2017 Cumartesi 10:01A+A-

Rusya -Kazan müslümanlarından olup, sonra İstanbul’a gelen Yûsuf Akçora‘nın 100 yıl öncelerde, 1908-09’larda  Rusya’daki ve İstanbul’daki gazetelerde yazdığı makalelerinin toplandığı ‘Dâr-ul’Hılafet Mektubları’nı okuyorum.

O günlerin okunması bugün ve yarının iyi anlaşılabilmesi için de faydalı..

30 Temmuz 1908 tarihli yazıdan..:

‘Bana öyle geliyor ki, … İngiliz,  bütün dünya pazarında Alman’dan, liman ve doklarını yıkıp harab etmeksizin, gemilerini batırmaksızın kurtulmanın çaresini bulamıyordu.. (…) Kayzer (Alman İmparatoru)  tarih ve menafi-i milliye ve  diniyyesiyle ciddî ve derin bir sûrette İngiltere ve  Rusya’ya  hasım olup, kendisiyle samimî dost olacak bir devleti ve milleti, bir âlemi çoktan arıyordu. Bunda muvaffak da oldu.. (…) On-onbeş yıl var ki, Osmanlı Sultanı ile Alman İmparatoru sıkı sıkıya dostturlar.

(…) Bu sâyede almanların imtiyazları genişledi,  Bağdad ve Hicaz demiryolları da bu dostluk sâyesinde yapıldı ve Osmanlı ordusu da güçlendi..

Ama, İngiltere de Halife  ve Kayzer’i birbirinden ayırmayı gerekli görüyordu. Her ne kadar  İngiliz, Girit’i Yunan‘a vererek, Mısır ve Trablus’u da Türkiye’den koparmışsa da, Osmanlı ordusunun 1897- Teselya’daki parlak muvaffakiyetlerinin âlem-i İslam’daki tesiri, ingilizlerin  Hind ve Mısır’daki hâkimiyetlerini sarsıyordu. İngiltere‘nin ermenilerle giriştiği tecrübe de boşa çıkmıştı.

Nihayet, İngiltere Rusya ile ittifaka girdi. Bu arada, Makedonya ve Bulgar çetelerini de tanzim ediyordu. İngiltere  Hariciye Nezareti,…dünyadan topladığı sterlinleri Balkanlara boşaltıyor, Vilâyet-i Selâse’nin  (Kosova, Manastır ve Selanik’in) Türkiye’den büsbütün ayrılması için türlü layihalar hazırlıyordu. Maksad, aşikar.. Ya Devlet-i Osmanîye çöküp aman dileyecek, Almanya koltuğundan ayrılıp İngiliz kucağına atılacak, yahut Makedonya Bulgarlara geçerek Berlin- Bağdad Demiryolu ortasından kırılmış, makam-ı Hılafet’in kader ve itibarı taa kökünden sökülmüş ‘Almanya İhtiyat Ordusu (Osmanlı)‘ mağlûben Asya’ya kovulmuş olacaktı..‘

*

100 yıl öncesine aid hadise ve mekânların isimlerini değiştirelim, aynı uluslararası emperyalist oyunlar bugün de tekrarlanmıyor mu? Sadece bazı oyuncular değişmiş..

Osmanlı’nın enkazı üzerinde oluşturulan yığınla devletlerin herbirisi üzerine bugün nice emperyalist oyunlar tezgahlanıyor ve nice emperyalist devletler müslüman topraklarına hâkim olmakta ve müslüman halkların kanını akıtmakta  doymak bilmez bir iştiha ile birbirleriyle yarışıyorlar.

Özellikle Irak’ın Amerikan emperyalizmi tarafından işgali ve kukla bir rejimin kurulmasından ve daha sonra da Tunus, Mısır, Libya, Yemen ve Suriye gibi bazı arab diyarlarındaki diktatör rejimlere karşı halk patlamaları şeklinde ortaya çıkan büyük sosyal çalkantılar, Suriye’de daha bir içinden çıkılmaz bir tablo oluşturdu. Başta Amerikan emperyalizmi ve yandaşları, sonra İran ve en sonunda da Rusya devreye girdikten sonra,  mes’ele bambaşka boyutlar kazandı.

Suriye’yle sınırdaş bile olmayan onlarca devlet askerî güçleriyle devreye girince; bu yangının  kendisine de sıçrayacağını gören ve Suriye’yle 910 km.lik bir ortak sınırı olan Türkiye de sonunda devreye girdi..  Türkiye de Amerika, Rusya ve diğer güçler arasında zor, ama, dikkatli bir şekilde, eğilmeden, kendi (lebensraum’unu) hayat alanını korumaya çalışıyor.

*  

Bu arada, Yusuf Akçura  yüzyıl öncesinin Osmanlı’sından sözederken, 31 Ocak 1909 tarihli yazısında da şunları söylüyor: ‘…havasının temizliği, toprağının bereketi, tabiat ve yeryüzü şekillerinin güzelliği ile Suriye, Türkiye’nin en ileri vilayetlerinden.. (…) Avrupalılar bunu çok evvelden anlamışlar ve Suriye’ye âşıklar..‘

*

Evet, henüz yüzyıl öncesinden bir kesit, böyle..

Yüzyıl sonrakiler de bugünleri anlamaya çalışırken, kimbilir hangi duyguları yaşayacaklar; ve o zaman kimbilir hangi devletler yok olacak, hangileri dünya sahnesine çıkacaktır.

Çetin bir coğrafyada yaşıyoruz. Gücümüz de bu çetinliklerden de geliyor.

*

Star

YAZIYA YORUM KAT

5 Yorum